Bir sabah, dışarıda hava çok güzeldi. Kırmızı Başlıklı Kız, torunu, kendisine yiyecek ve biraz sevgi getirmek için yola çıkmıştı. Büyükanne, torununun kendisini düşündüğünü bilmenin mutluluğunu yaşıyordu. Torunu, ne zaman gelse ona mutluluk getiriyordu.
Kız, yolda dikkatli olmasını bilse de, büyükannenin içindeki endişe duygusu büyüyordu. "Acaba iyi mi?" diye düşündü. Ormanda yalnız başına yürümek tehlikeli olabilirdi. Ama bu düşüncelerin arasında, kızının cesaretine duyduğu güven de vardı.
Büyükanne, her zaman yiyeceklerini sakladığı küçük evinde beklemeye koyuldu. Zaman geçtikçe, torununun gelmemesi üzerine meraklandı. Yavaş yavaş, kapı çalındığında, onun geldiğini düşündü. Ancak kapıyı açtığında, onu bekleyen bir tehlike vardı. İçeri giren, sevimli değil, kurnaz bir kurt oldu!
Kurt, büyükanneyi kandırarak yuttu. İçinde bir korku ve belirsizlik vardı ama büyükanne hemen karar verdi: "Asla pes etmeyeceğim." İçindeki cesaret, kurtun ne kadar güçlü olduğuna bakılmaksızın, hayatta kalma arzusuyla birleşti.
Kurt, kılık değiştirerek yatakta yatan yaşlı kadının yerine geçip Kırmızı Başlıklı Kız’ın gelmesini bekliyordu. Ancak büyükanne, içindeki savaşçı ruhla kurtun planını bozmaya karar verdi. Torunu geldiğinde, sesinden hemen tanıyacaktı.
Kırmızı Başlıklı Kız eve girdiğinde, büyükanne ona doğru "gel, sevgili torunum" diye seslendi. Fakat, kurdun görünümündeki tuhaflıklar hemen dikkatini çekti. "Neden bu kadar büyük gözlerin var?" diye sordu. "Seni daha iyi görmek için," dedi kurt kurnazca.
Büyükanne, zamanın geldiğini biliyordu. Kızına bir şeyler söylemeye çalıştı, ama kurt onu susturmuştu. İçindeki cesaretle, kurtun zayıf noktasını bulmaya karar verdi. Kızını korumak için her şeyi göze alırdı.
Tam o sırada, bir avcının sesini duydu. İçinde bir umut ışığı yanmaya başladı. Avcı, kurdun içindeki tehlikeyi fark etti ve hızla kurtarıcı oldu. Kızını ve kendisini kurtararak, yaşlı kadının içindeki cesareti bir kez daha alevlendirdi.
Büyükanne, bu olaydan sonra hayatın değerini daha iyi anladı. Torunu, ona olan sevgisiyle ve cesaretiyle geri dönmüştü. Ormanın tehlikelerine karşı, birlikte daha güçlü olacaklarını düşündü. Hayatın ne kadar zor olabileceğini, ama aynı zamanda dayanışmanın ve sevginin her şeyi yenebileceğini bir kez daha öğrendi.