O sırada, bir ses duydu. Cıvıl cıvıl bir çocuk sesi, ona doğru geliyordu. Merakla sesin kaynağını takip etti. Kısa bir süre sonra, kırmızı bir pelerin giymiş küçük bir kızın sevinçle gittiğini gördü. Kızın elinde bir sepet vardı. "Bu küçük kız, ormanın derinliklerinde ne yapıyor?" diye düşündü avcı. Ormanda yalnız başına dolaşmanın tehlikeli olduğunu biliyordu.
Kızın peşinden gitmeye karar verdi. Onun güvenliğini sağlamak, avcının içgüdülerinin bir parçasıydı. Ormanda yürürken, Kırmızı Başlıklı Kızın büyükanneye yiyecek götürdüğünü öğrendi. Ancak avcı, bu masum yolculuğun tehlikeli bir sona ulaşabileceğinden endişelenmeye başladı.
Avcı, kızı takip ederek büyükannenin evine yaklaştı. Tam o sırada, bir kurtla karşılaştı. Kurt, kurnazca gülümseyerek oradan uzaklaşmaya çalışıyordu ama avcı bunun bir tuzak olduğunu hemen anladı. Ormanda tehlike dolu bir yaratığın olduğunu hissetti ve tüm dikkatini topladı.
Kurt, büyükannenin evine girmeden önce, avcı onun planını bozmak için hızlıca harekete geçti. Büyükannenin kapısını çaldığında, avcı kurdun içindeki kötü niyetin farkındaydı. Kızın ve büyükannenin hayatını kurtarmalıydı. Kızın naif tavırları ve saf bakışları, avcının kalbini ısıttı ama aynı zamanda ona büyük bir sorumluluk yükledi.
Kurtun tuzağına düşmeden önce içeriye girdi. Avcı, büyükannenin odasında kurdun yerine geçtiğini görünce hemen harekete geçti. O an, avcının aklındaki tek düşünce, masum kız ve yaşlı kadını korumaktı. Cesaretini toplayarak, kurdun üzerine atıldı.
Kurt, avcıyla karşı karşıya geldiğinde, her ikisi için de her şey çok hızlı gelişti. Avcı, elindeki okla kurdu vurdu ve onu etkisiz hale getirdi. Kırmızı Başlıklı Kız ve büyükannesi kurtulmuştu ama avcı, bu olayın doğanın dengesine ne kadar etki ettiğini düşündü. Kurtun da belki başka bir hayatı, başka bir hikayesi vardı. Ancak o an, onların güvenliğinin her şeyden daha önemli olduğunu biliyordu.
Avcı, Kırmızı Başlıklı Kız’a ve büyükannesine merhametle yaklaştı. "Siz güvendesiniz," dedi. "Ama ormanın karanlıklarında tehlikeler her zaman olabilir. Dikkatli olun." Kızın gözlerindeki minnettarlık, avcının içindeki savaşın sona ermesine yardımcı oldu. İçinde bir tedirginlik olsa da, kurtardığı iki masumun hayatının değerli olduğunu biliyordu.
Ormandan ayrılırken, avcı belki de bir gün tekrar o kızı ve büyükannesini görmek isteyecekti. Ama o an, onun görevi başka bir yerdeydi. Doğanın sesi, avcının kalbinde cesaretle yankılanıyordu.