Hakikatin yalan, yalanın da hakikat gibi göründüğü bir dönemeçteyiz şimdi (...) Her düşünce, daha önce kültür endüstrisinin merkezlerinde biçimlendirilmiş olarak geliyor bize. Böyle bir ön biçimlendirmenin izini taşımayan şeylerse, inandırıcılıktan yoksun bulunuyor.
Adorno
Bembeyaz bir kar günü,
Aşığın umudu yerle bir oldu,
Gönlü buz tutmuştu,
Gönlünün sıcaklığa ihtiyacı vardı,
Aşk elinden yaralıyım,
Aşk ülkesinde can çekişirim,
Aşık û maşuk zindanındayım,
Mecnun çölünde bir mahkûmum,
Ey yüreğimi sineye çeken,
Firdevs kokulu yâr,
Ateş gibi kül ettin beni,
Ey nazlı yâr,
Bu kadar yaktırdığın yeter değil mi?