Ben, dedi, bir şeye özlem duydum mu, ne yaparım bilir misin? Bir daha hatırlamayacak kadar bıkıp da kurtulmak için yerim, yerim... Ya da tiksintiyle hatırlamak için. Bak bir zamanlar çocukken, kirazlara karşı anlatılmaz bir tutkum vardı. Param olmadığı için azar azar alıyor, yiyor, yine istiyordum. Gece gündüz kiraz düşünürdüm, salyalarım akardı; işkenceydi bu! Günün birinde, kızdım mı, utandım mı, bilmiyorum; baktım ki kirazlar bana istediklerini yaptırıyorlar ve beni rezil ediyorlar, ne plân kurdum bilir misin? Geceleyin yavaşça kalktım, babamın ceplerini yokladım, gümüş bir mecidiye bulup çaldım. Sabah sabah da kalktım, bir bahçeye gidip bir sepet dolusu kiraz satın aldım. Bir çukurun içine oturup başladım yemeğe. Yedim, yedim, şiştim, midem bulandı, kustum. Kustum patron. O zamandan be
Nikos Kazancakis
Son zamanlarda medyada yer alan çarpıcı bir haber, toplumsal vicdanı derinden yaraladı. Ülkemizde meydana gelen trajik bir olayda, 9 bebeğin ölümüyle sonuçlanan bir durumun ardındaki çetenin, devletin savcısını tehdit ettiği görüntüler ortaya çıktı. Bu durum, yalnızca bireysel bir cinayet veya sağlık skandalı değil, aynı zamanda organize suçların devlet otoritesine karşı geldiği bir dönemin yansıması olarak dikkat çekiyor.
Devamı..Son dönemde Türkiye’de yaşanan bazı dikkat çekici olaylar, toplumun farklı kesimlerinde büyük yankılar uyandırdı. Narin Güran cinayeti, bu olayların başında geliyor. Küçük bir kız olan Narin'in cinayeti, Diyarbakır'da gerçekleşen şok edici bir olay olarak ülke gündeminde yer aldı.
Devamı..Bir zamanlar, sakin bir köyde, sevimli ve yaşlı bir kadın yaşardı. Herkes ona "Büyükanne" derdi. Gençliğinde, birçok macera yaşamış, hayatın her yönünü tecrübe etmişti. Şimdi, huzur içinde yaşamak, çiçekleri sulamak ve torununun zaman zaman yaptığı ziyaretleri beklemekten mutluydu.
Devamı..