Tomris Uyar - Tomris Uyar Tomris Uyar kimdir? Tomris Uyar sözleri, ve kısaca hayatı..

Sayfamızda Türk, Öykü Yazarı, Deneme Yazarı, Çevirmen Tomris Uyar hakkında bilgiler yer almaktadır. Kısaca Tomris Uyar Kimdir? Hayatı ve Sözleri derlenmeye çalışılmıştır. DemliSozler.com, Sözler, Aforizmalar, Bugün doğanlar, Bugün ölenler, Kimler geldi, kimler geçti, Biyografiler, Kısa Hayatlar, Demli sözler, kimin sözü, söz sahibi, sahibinden sözler, demli, sözler, demli sözler, alıntılar, hayatlar, kim söylemiş
Tomris Uyar, Türk öykü yazarı ve çevirmen. İngiliz Kız Ortaokulu'nda, şimdiki adı Robert Kolej olan Arnavutköy Amerikan Kız Koleji'nde eğitim gördü (1961). İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne bağlı Gazetecilik Enstitüsü'nü bitirdi (1963).

Cemal Süreya ve Ülkü Tamer ile beraber Papirüs dergisi kurucularından olan Uyar'ın deneme, eleştiri ve kitap tanıtma yazıları Yeni Dergi, Soyut, Varlık gibi dergilerde yayımlandı. On öykü derlemesinden Yürekte Bukağı ile 1979, Yaza Yolculuk ile 1986 Sait Faik Hikâye Armağanı'nı kazandı. 60'ı aşkın çevirisi kitaplaşan Uyar'ın günlükleri, 'Gündökümü' genel başlığı altında, yayımlandı. Yürekte Bukağı ve Yaza Yolculuk öykü kitapları ile Sait Faik Hikâye Armağanı'nı aldı.

İlk evliliğini şair Ülkü Tamer ile yapan Tomris Uyar'ın evliliği Eylül isimli kızlarının sütten boğulması üzerine son bulur.

Tomris Uyar, şair Turgut Uyar ile evlidir ve Hayri Turgut Uyar isimli, İTÜ'de öğretim görevlisi bir oğulları vardır. 2003 yılında kanser nedeniyle vefat eden yazarın kabri Zincirlikuyu Mezarlığı'ndadır.
kaynak: wikipedia

Eserleri
İpek ve Bakır (Bilgi, 1971)
Ödeşmeler (Sinan, 1973)
Dizboyu Papatyalar (Okar, 1975)
Gündökümü 1975 (Koza, 1976)
Yürekte Bukağı (Okar, 1979) - Sait Faik Hikâye Armağanı
Yaz Düşleri/Düş Kışları (Ada, 1981)
Sesler, Yüzler, Sokaklar (Hür, 1981)
Gecegezen Kızlar (Ada, 1983)
Büyük Saat (Can, 1984)
Rus Ruleti- Dön Geri Bak (1985)
Günlerin Tortusu 1980 - 1984, günce (Ada, 1985)
Yaza Yolculuk (Ada, 1986) - Sait Faik Hikâye Armağanı
Babayasaları, Anasözleri (Metis, 1989)
Yazılı Günler 1985 - 1988, günce (Can, 1989)
Sekizinci Günah (Can, 1990)
Otuzların Kadını (Can, 1992)
İki Yaka İki Uç (Gendaş, 1992)
Tanışma Günleri, Anları, günce (Can, 1995)
Aramızdaki Şey (Can, 1997)
İstanbul'da Zaman (Büke, 2000)
Gündökümü I - II (YKY, 2003)


Farklı bir kaynaktan Tomris Uyar

R. Tomris imzasını da kullandı (1969'a kadar). Hukukçu Celile Hanım ile hukukçu ve yazar Ali Fuad Gedik'in kızı. CHP Trabzon milletvekillerinden Süleyman Sırrı Gedik büyükbabasıdır. İlkokulu Taksim'deki Yeni Kolej'de (1952), ortaokulu İngiliz High School'da (1957), liseyi Arnavutköy Amerikan Kız Koleji'nde (1961) tamamladıktan sonra İÜ İktisat Fak. Gazetecilik Enstitüsü'nü (1963) bitirdi. Ülkü Tamer ile birlikte Cemal Süreya'nın çıkardığı Papirüs dergisinin yayımına katıldı. Bir ara Boğaziçi Üniversitesi'nde karşılaştırmalı edebiyat dersleri verdi. Kurucu üyesi olduğu TYS'den daha sonra istifa etti; PEN Yazarlar Derneği üyesi. 1969'da evlendiği Turgut Uyar'dan bir çocuğu vardır.

İlk çevirisi ('Şekerden Bebek', Tagore'dan 1962'de Varlık'ta, ilk öyküsü ('Kristin') Mart 1965'te Türk Dili'nde çıktı. Öykü, deneme, eleştiri, günlük ve çevirileri Varlık, Dost, Papirüs, Yeni Dergi, Soyut, Yeni Edebiyat, Yeni Düşün, Gösteri, Gergedan, Argos, Adam Öykü gibi belli başlı dergilerde yayımlandı; özellikle 1966'dan sonra Papirüs'te yayımladığı ürünleriyle adını duyurdu. 1970'ten sonra gelişen yeni Türk öykücülüğünün önde gelen isimleri arasında yer aldı. Klasik öykünün sınırlarını şiirsel bir dille zorlayarak izlenimler, anılar, ayrıntılar, betimlemeler, çağrışımlar, imgeler ve iç konuşmalara dayalı bir öykü dünyası kurduğu kabul edildi. Evlilik ve aile konuları çevresinde gelişen ilk öykülerinde ağırlıklı olarak kadınların dünyasına eğilirken daha sonraları öykü kişileri çeşitlendi. Dili kullanmadaki ustalığı, kendine özgü incelikleri olan anlatımı ve modern tekniği ile Türk öykcülüğünün etkileyici isimlerinden biri oldu.

Öyküde 'yoğunluk, içtenlik ve sahicilik' olması gerektiğini savunan Uyar, ilk kitabı İpek ve Bakır'daki öykülerinde küçük burjuva kökenli insanların yaşama biçimleri üzerine yoğunlaşır. Füsun Akatlı'ya göre 'İpek ve Bakır'da olay akışları yok; olay kesitleri ya da durumlara ışık düşürecek, can alıcı 'zum'lar var. Kişiler ve kişi ilişkileri de uzun uzadıya, bütünlüklü bir anlatımla verilmiyor; ama bütünlüğü kendi içinde gizli bir iletim biçimi seçiyor yazar.' İkinci kitabı Ödeşmeler ve Şahmeran Hikâyesi, sınıf atlama özlemi taşıyan bilinçli ya da bilinçsiz kitlelerle; yaşadıkları durumlar nedeniyle bir seçim yapmaya itilen, gelecekte kendi sınıfsal değerlerine sahip çıkacak 'ezilmişlerin' çatışmalarını, birbirleriyle 'ödeşmelerini' ele alır. Füsun Akatlı'nın deyimiyle, Ödeşmeler'deki öyküler, bir yerlerinden kitabın adına bağlanabiliyorlar: 'Hep bir hesap var ortada, görülmesi gereken. Ödeşmenin kâh apaçık görüldüğü, kâh ancak sezildiği bu öyküler, yazarlarını bir kez daha, biraz daha iyi tanıtıyorlar okuyana…' Bu kitabın son öyküsü olan 'Şahmeran Hikâyesi', 15. yy. şairlerinden Abdi Musa'nın Câmasbnâme'sinden alınarak 'halk hikâyesi' biçimine dönüştürülmüş eski bir öykünün modern biçimde alegorik bir uyarlamasıdır.

Önceki öykülerinde insanlardan çok durumları önemsenmişken Dizboyu Papatyalar'da insanların yaşama biçimleri öyküye yansır. Selim İleri bu konuda şöyle demektedir: 'Bu kitapta ele alınan insanlar da çeşitli katlardan. Oysa İpek ve Bakır'da olsun, Ödeşmeler'de olsun küçük burjuva kökenli insanların yaşama biçimleri hikâyeye yansıtılmıştı. Dizboyu Papatyalar'da bıçkın kabadayılara, ününü yitirmiş sinema oyuncularına, ekmek parasını nasıl çıkartacağını kestiremeyen kimselere hep bir arada rastlıyoruz. Geçiş toplumunun insanlarından bir kesit vermek istiyor hikâyeci. Bu insanların sergilenişinde de özel bir tutum göze çarpıyor.' Yürekte Bukağı'da ise gittikçe yozlaşan bir ortamda ve bu ortamla beslenen hastalıklı toplum düzeninin yüreklerine geçirdiği bukağıdan kurtulmaya çalışan, yeni değerler geliştirmeye çabalayan insanlar görürüz. 'Yürekte Bukağı'yı salt, yazarın öykülerinin toplamı olarak değil, Tomris Uyar'ın öykücülüğünün temelini kuran iki belirgin bileşenin; nesnel, ama yorumlayıcı gözlemciliği ile yaratıcı ve şiirleştirici imgeleminin dil düzleminde gerçeklik kazanan bir bütünleşmesi olarak düşünmek gerektiği'ni vurgulayan Füsun Akatlı, 'İpek ve Bakır'dan Yürekte Bukağı'ya dört kitabıyla, yazarın hep aynı corpus'a öykü biriktirdiği kanısındayım' görüşünü dile getirir.

1980 sonrasında yayımlanan Gece Gezen Kızlar, 'Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler', 'Kırmızı Şapkalı Kız', 'Fareli Köyün Kavalcısı', 'Uyuyan Güzel' vb. gibi evrensel masalların günümüze yansıması ve dokuz eski masaldan dokuz yeni öykü yaratmanın en ilginç örneklerinden kabul edildi. Yaza Yolculuk'taki öykülerde ise genelde insanlara öğretilen basmakalıp değer yargılarının gözden geçirilmesi, kişinin kendine ya da yaşadığı yere dönüşü gibi bir çeşit dönüş yolculuğu vardır. Günah temasını işleyen Sekizinci Günah'tan sonra yayımladığı Otuzların Kadını'nda Uyar bir portreyi anlatır. Annesinin 1936'da Osman Hamdi tarafından yapılmış yağlıboya portresini anlatırken de annesini andıran 1930'ların 'diğer' kadınlarının öykülerinden yararlanır. Aramızdaki Şey, alabildiğine yalın, süssüz bir anlatımla yazılmış 'kırmızılı öyküler'den oluşur. İlk öyküdeki kırmızı giysinin çağrıştırdığı ilk olasılıklar, gitgide başka 'kırmızılara' açılır ve yazar sanki Aramızdaki Şey'i yazarak genç yaşta onulmaz bir hastalık sonucu ölen eski bir öğrencisine 'gönül borcu'nu öder. Ustalığını geliştirerek öykücülüğüne yeni özellikler eklediği kabul edilen Aramızdaki Şey için F. Oran, 'Hesaplaşmaların, söylenmemiş sözlerin öyküleri de diyebiliriz' der.

Öykücülüğü ile Türk edebiyatında özel bir yer edinmiş olan Uyar, modern dünya edebiyatından yaptığı çevirilerle de Türk edebiyatına katkılarda bulunmuştur. Bir öyküsü 'Sarmaşık Gülleri' adıyla S. Önal tarafından televizyona uyarlandı. Öyküleri İngilizce, Almanca, Fransızca, Lehçe, Rusçaya çevrilerek çeşitli antolojilerde yer aldı.

Ödül: Evrenin Yapısı ile (Lucretius; Turgut Uyar ile), 1975 TDK Çeviri Ödülü; 'Hiawata' ile Avni Dilligil Tiyatro Çeviri Ödülü; Yürekte Bukağı ile 1980 Sait Faik Hikâye Armağanı; Yaza Yolculuk ile 1987 Sait Faik Hikâye Armağanı; Murathan Mungan ve Nedim Gürsel ile birlikte kendisine verilen 1987 Haldun Taner Hikâye Ödülü'nü de ödüle katılmadığı gerekçesiyle kabul etmedi.

Kaynaklar: BF (1999), Necatigil, İsimler, 374 - 375; Necatigil, Eserler, 125, 200 - 201, 292 - 293; Kurdakul, Sözlük, 629; Karaalioğlu, 587 - 588; Özkırımlı, TEA, IV, 1185 - 86; A. Bezirci, 'İpek ve Bakır', Yeni a, s. 6 (Eylül 1972); ay, Hikâyecilerimiz, İst., 1980; F. Akatlı, Bir Pencereden, İst., 1982, s. 345 - 359; Önertoy, 319 - 320; M. Aydın, Ne Yazıyor Bu Kadınlar, Ank., 1995, s. 176 - 182; F. Andaç, 'Oyalayıcı Bir Şey Yazmaktansa, Kopkoyu Bir Karanlığı Yeğlerim', (söyleşi), Adam Öykü, s. 7 (Kasım - Aralık 1996); F. Akatlı Öykülerde Dünyalar, İst., 1998; A. Özkırımlı, 'Yaşadığımız Dünyada İnsan Düellosuzluktan Ölebilir', O Güzel İnsanlar, İst., 1998, s. 140 - 143; 'Uyar, Tomris, TDEA, VIII, 469; E. Ercan, 'Yalın ve Duyarlı bir Evren Kurucusu', Cumhuriyet Kitap, 18 Haziran 1998; F. Oran, 'Aramızdaki 'Öykü'cü', aynı yerde. *Tanzimat'tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi'nden alınmıştır.
Önemli : "Tomris Uyar" hayatı ve sözleri hakkında hazırlanan bu sayfada bir hata olduğunu düşünüyorsanız veya düzenleme istiyorsanız, geri bildirimde bulunabilirsiniz..
Teşekkür ederiz. demlisozler.com
Bu içerik 1088 görüntüleme aldı.

Bu içeriğe ilk yorumu siz bırakın!

İçeriğe Yorum Yapın

Tomris Uyar - Tomris Uyar

Tomris Uyar

Türk, Öykü Yazarı, Deneme Yazarı, Çevirmen
Doğum Tarihi : 15 Mart 1941
Balık Burcu

BİYGORAFİLER ALFABETİK SIRALAMA

A B C D E F G H I J K L M N O P R S T U V Y Z Q

İÇERİKLER

Hüseyin Öğretmen, Çamur Lekeleri ve Sobanın Işığı
Şiirler
Hüseyin Öğretmen, Çamur Lekeleri ve Sobanın Işığı

Güneşin ilk saatleri
Paçamda taze çamur lekeleri,
Yollardayım okulumun,
Gizlenerek saldıran köpeklerden.

Devamı..
Sahip Çık(a)madığımızdan Ölen 5 Çocuk...
Güncel
Sahip Çık(a)madığımızdan Ölen 5 Çocuk...

Yoğun bir iş gününün ardından koltukta yığılmış bir şekilde akşam yemeği sonrası, TV kumandası elime alıyorum. Çayımı yudumlarken, birkaç haber kanalını dolaşıyorum… Birden, İzmir'den gelen bir haber dikkatimi çekiyor: Elektrik sobasından çıkan yangında 5 çocuk hayatını kaybetmiş.

Devamı..
Bebeklerin Ölümündeki Çetelerin Çehresi: Tehditler ve Adalet
Makaleler
Bebeklerin Ölümündeki Çetelerin Çehresi: Tehditler ve Adalet

Son zamanlarda medyada yer alan çarpıcı bir haber, toplumsal vicdanı derinden yaraladı. Ülkemizde meydana gelen trajik bir olayda, 9 bebeğin ölümüyle sonuçlanan bir durumun ardındaki çetenin, devletin savcısını tehdit ettiği görüntüler ortaya çıktı. Bu durum, yalnızca bireysel bir cinayet veya sağlık skandalı değil, aynı zamanda organize suçların devlet otoritesine karşı geldiği bir dönemin yansıması olarak dikkat çekiyor.

Devamı..

İçerik Kategorileri..

Güncel Haber Hikayeler Makaleler Oyun Şiirler

İçerik Ekle Söz Ekle Biyografi Ekle Kanala Katıl