Mehmet Yıldız
Yazar, Konuşmacı, Matematik Öğretmeni
Mersinli Alevi bi ailenin Mehmet Yıldız isminde, tantuniyi çok seven bir ferdi olarak büyüdüm. Tabii bu büyüme evrem dizilerdeki kadar rahat olmadı.
Hayatın keyifli geçtiğini zannettiğimiz günlerde, bir bakmışsınız Firavun'un türevi bir adam oluvermişsinizdir bu süreçte. İşte böyle yaşarken bile kalbim daraldığında çevremde kimsenin elinin kalbinde yetmemesi, kalbimin yapıldığı fabrika ve kalbimi yapan Sanatkâr arayışına itti beni. İyi ki de itmiş, elhamdülillah ite kaka bulduk bu yolu :)
Sonra kader diğer sürprizlerini tecelli ettirmek için benim biletimi İzmir'e kesmiş meğer..
Ege Üniversitesi'nde matematik bölümünü bitirdikten sonra ise ikinci meslek olarak matematik öğretmenliği yapıyorum. İl mesleğim mi?
Rabbimi tanımak..
Mersin'de bir kaç üniversiteli gencin birleşerek bebeğin annesinin meme musluklarından beslendiği gibi, Risale-i Nur'un iman hakikatlerine doyurduğu musluklarından beslenerek iman gelişimimiz başladı. Sonra başladık dertlenmeye..
Allah, kader planında bu acı ile kıvranan bir kaç arkadaşla denk getirince ise, 300 metrekarelik yerde sosyal medyayı kullanarak milyonlarca insana ulaşmaya vesile olduk.
Demek bizim gibi arıza adamlar bil bu eserlerle bu hâle gelebiliyormuş.
Tahmin ettiğimizden çok daha büyük bir kitleye ulaşmak nasip oldu. Yaptığımız sohbetleri Youtube, Facebook, Twitter gibi sosyal medya araçları kullanarak birçok kardeşimize ulaştırmaya çalıştığımızdan, bir kaç yıl içinde bir de baktık milyonlara ulaşmak nasip olmuş.
Hatta bir çok kardeşin, "Biz gelemiyoruz, izleyemiyoruz, bir çözüm yolu bulun" demesinden sonra yaptığımız sohbetleri canlı yayında da vermeye başladık.
Takipçilerimizin ise neredeyse yüzde doksanını gençler oluşturuyor. Bize ulaştırdıkları mesajlarda, bizleri aynı kendileri gibi gördüklerinden ve kendilerinin de bu işleri yapabileceğine özgüven duymaya başladıklarından bahsediyorlar.
Sosyal medyada üç yıl gibi bir süre zarfında milyonlara ulaşınca anladım ki, Allah bizim gibi küçükleri böyle büyük işlere vesile ederek kendi büyüklüğünü gösteriyormuş..
Bugüne kadar muhaliflere az da olsa rastladık haliyle. Tahmin ediyorum ya bir kusurumuzu görmüş, omzumuzdaki akrebi söylemeye çalışmışlardır ya da ilk bakışta ne yapıyor bu gençler diye bizi anlamaya çalışıyorlardır. Allah hepsinden razı olsun, omzumuzdaki akrebi söyleyene rahmet.
Bediüzzmana Hazretlerinden aldığımız "müspet hareket" düsturundan ötürü kapımızın önünde pankart açıp "Sizi istemiyoruz" deseler bile, bize "Yorulduysanız buyurun bir çay için, yine devam edersiniz yolunuza" demek düşer.
Kitapları:
Beden Vazgeçme Yarab!
Aşk Neden Can Yakar
Başlarım Senin Aşkına
Aşk Beş Vakittir
Kaynak: