Stefani Joanne Angelina Germanotta (İngilizce telaffuz: ; d. 28 Mart 1986), bilinen adıyla Lady Gaga, Amerikalı şarkıcı, şarkı yazarı ve oyuncu. Başlangıçta lise oyunlarında yer alarak ve müzik kariyerine odaklanmak için yarıda bıraktığı CAP21'da öğrenim görerek tiyatro alanında performans sergiledi. Bir rock grubundan ayrıldıktan, Lower East Side'ın avangart performans sanatları etkinliklerine katıldıktan ve anlaşma yaptığı Def Jam Recordings'ten çıkarıldıktan sonra Sony/ATV Music Publishing'de şarkı yazarı olarak görev aldı. Orada Gaga'nın vokal yeteneklerini beğenen şarkıcı Akon, Gaga'nın Interscope Records ve kendi şirketi KonLive Distribution ile ortak bir anlaşma imzalamasına yardımcı oldu.
Gaga'nın çıkış albümü The Fame (2008) eleştirmenlerin beğenisini kazandı, ticari bir başarı yakaladı ve "Just Dance" ile "Poker Face" gibi dünya genelindeki listelerde bir numara olan single'lara yer verdi. Ardından yayımlanan The Fame Monster (2009) adlı EP, benzer başarılar yakaladı ve "Bad Romance", "Telephone" ve "Alejandro" şarkılarına yer verdi. İkinci albümü Born This Way, 2011'de yayımlandı ve ilk haftasında bir milyonun üzerinde satış yaptığı ABD dâhil yirmiden fazla ülkede listelerin zirvesinde yer aldı. Albümün çıkış single'ı "Born This Way", pek çok ülkede bir numara oldu. 2013'te yayımladığı üçüncü albümü Artpop, ABD listelerinde bir numara oldu ve başarı yakalayan "Applause" single'ına yer verdi. 2014'te Tony Bennett ile birlikte yayımladığı Cheek to Cheek adlı caz albümü, Gaga'nın ABD'de art arda bir numara olan üçüncü albümü oldu. American Horror Story: Hotel dizisindeki performansıyla 2016'da Altın Küre Ödülü aldı.
Ocak 2016 itibarıyla dünya genelinde 27 milyon albüm ve 146 milyon single satışıyla tüm zamanların en çok satan müzisyenlerinden biridir. Başarıları arasında on iki Guinness Dünya Rekoru, üç Brit Ödülü, altı Grammy Ödülü ve Songwriters Hall of Fame tarafından ilk kez verilen Çağdaş İkon Ödülü bulunmaktadır. Diğer başarılarına Council of Fashion Designers of America'dan 2011'de aldığı Moda İkonu Yaşam Boyu Başarı Ödülü, Billboard'un Yılın Sanatçısı listelerinde ve Forbes'un güç ve kazanç sıralamalarında düzenli olarak yer alması dâhildir. Gaga, 2013'te Time'ın son on yılın en etkili insanları ile ilgili düzenlediği okuyucu anketinde ikinci sırada yer alırken 2015'te Billboard tarafından Yılın Kadını seçildi. Mesleğinin yanı sıra aralarında LGBT hakları ile gençlerin güçlendirilmesi ve zorbalıkla mücadele amacıyla kendi kurduğu kâr amacı gütmeyen Born This Way Foundation'ın bulunduğu çeşitli hayırseverlik ve sosyal aktivizm çalışmaları yürütmektedir.
Müzikal tarzı
Gaga'nın müzikal ve performans tarzı, eleştirmenlerin çözümleme ve incelemelerinin çoğuna konu olmaktadır. Gaga, sesini ve imajını sürekli yenileyerek kendisini "özgürleştirdiğini" belirtir ve bunun çocukluğundan geldiğini söyler. Playback yapmayı reddeden Gaga -ses aralığı sık sık Madonna ve Gwen Stefani'ninkilerle karşılaştırılıyor- kariyeri boyunca vokal tarzını değiştirse de 2011'de çıkan albümü Born This Way için "Vokal olarak kapasiteme çok daha yakın bir seviyede." yorumunu yaptı. Entertainment Weekly, "Sesini kullanışının ardında muazzam duygusal bir zekâ var. Sanatçılığın ciğer gücünün aksine nüansta bulunduğunu bildiği için ses yeteneğiyle neredeyse hiçbir şarkıyı ezmiyor." diye yazdı.
İlk şarkılarının sözleri entelektüel dürtülerden yoksun olduğu için eleştirilse de " neredeyse hiç çabalamadan hareket etmenizi ve zevk almanızı sağlıyor." Gaga "tüm iyi müziklerin piyano başında söylenebileceğine ve yine de birer hit olabileceğine" inanıyor. Şarkılarında çok çeşitli konular işledi: The Fame (2008) yıldız olma arzusuna odaklanırken The Fame Monster (2009) ünün karanlık yanını canavar metaforlarıyla ifade ediyor. Born This Way (2011) İngilizce, Fransızca, Almanca ve İspanyolca söylenirken aşk, seks, din, para, uyuşturucu, kimlik, kurtuluş, cinsellik, özgürlük ve bireysellik gibi Gaga'nın tartışmalı şarkı yazımı temalarını içeriyor.
Müzik tarzı elektropop ve dans-pop olarak tanımlanmaktadır ve müziğinin yapısı 1980'lerin klasik popu ve 1990'ların Europopundan etkilenmektedir. İlk stüdyo albümü The Fame, The Sunday Times'ın "Müzik, moda, sanat ve teknolojiyi birleştiren Gaga, Madonna, 'Hollaback Girl''deki Gwen Stefani, 2001'deki Kylie Minogue veya şimdiki Grace Jones'u anımsatıyor." diye yazmasına ve The Boston Globe'un "Kızımsı ama güçlü sesi ve neşeli ritimleriyle... Madonna'dan Gwen Stefani'ye kadar belirgin etkilenmeler taşıyor." yorumunu yapmasına neden oldu. Müzik eleştirmeni Simon Reynolds, "Gaga ile ilgili her şey electroclashten, özellikle 1980'ler olmayan müzik hariç, Auto-Tune ile parlatılmış acımasızca akılda kalıcı edepsiz poptan ve alttan desteklenen R&B benzeri ritimlerden geliyor." dedi. "Yetmişlerin glam rock tarzına, ABBA'nın diskosuna ve Stacey Q'nun gerilemelerine" yer veren sonraki kayıt The Fame Monster, Gaga'nın taklit zevkine tanık olurken Born This Way ayrıca çocukluğundan kayıtları kullandı ve hâlâ öncülleri gibi "elektro ritimler ve Euro disco nakaratlara" sahip ama opera, heavy metal, disko ve rock and roll gibi çeşitli tarzlar barındırmaktadır. "Albümde hoş bir an yok, fakat en deli hâlinde bile müzik duygusal detaylarla dolu." diye yazan Rolling Stone, yazısını şöyle sonlandırdı: "Gaga ne kadar aşırılaşırsa o kadar dürüst oluyor." 2014'te çıkan Cheek to Cheek ile birlikte Gaga, caz tarzına ilgi göstermeye başladı. Eleştirmenler, müziğe olan sevgisi ve albümde seslendirdiği şarkılar nedeniyle takdir ettikleri Gaga'nın tarz değiştirmeye çalıştığını ve "ritmik açıdan basit ve haykırışlı" sesinin gerçek bir caz müzisyeninin sesi yerine bir Broadway şarkıcısının sesine benzediğini ifade ettiler.
Etkilendikleri
The Beatles, Stevie Wonder, Queen, Bruce Springsteen, Pink Floyd, Mariah Carey, Grateful Dead, Led Zeppelin, Whitney Houston, Elton John, Blondie ve Garbage gibi sanatçıları dinleyerek büyüyen Gaga, tüm bu sanatçılardan etkilendi. Ayrıca "hayatını değiştirdiğini" belirttiği Iron Maiden ve "en büyük hayranı" olduğunu ifade ettiği Black Sabbath gibi heavy metal gruplarını da etkilendiği sanatçılar arasında gösterdi. Gaga müzikal olarak dans-pop şarkıcıları Madonna ve Michael Jackson'dan glam rock sanatçıları David Bowie ve Freddie Mercury'ye kadar sayısız müzisyenden esinlenirken performanslarında Andy Warhol'un tiyatral yeteneklerini kullanmaktadır. Gaga'da kendi yansımasını gördüğünü belirten Madonna ile Gaga sık sık karşılaştırılmaktadır. Bu karşılaştırmalara yanıt olarak Gaga "Küstah olmak istemem ama pop müzikte devrim yapmayı kendime hedef seçtim. Bir önceki devrim 25 yıl önce Madonna tarafından yapıldı." dedi ve ekledi: "Benden daha çok Madonna'yı seven ve ona bayılan biri yoktur." Madonna gibi Gaga da kendisini sürekli değiştirmeye devam etmekte ve kariyeri boyunca aralarında Whitney Houston, Blondie'nin solisti Debbie Harry, Lily Allen, Marilyn Manson, Yoko Ono, Beyoncé, Britney Spears ve Christina Aguilera'nın da bulunduğu çeşitli sanatçıların müzik ve performanslarından etkilenmektedir.
Gaga'nın üzerindeki diğer bir ruhani etki Hint fizikçi, konuşmacı ve yazar Deepak Chopra'dır. Chopra'yı "gerçek esin" olarak niteleyen Gaga, "Bana her zaman hayatım boyunca hayranlarım için çalışmamı ve hayalimle kaderimi gerçekleştirmemi hatırlatıyor." dedi. Gaga ayrıca Twitter'da Osho'nun kitabı Creativity'den bir söz paylaştı. Osho ile arasındaki bağlantı sorulan Gaga, onun çalışmalarından etkilendiğini ve kendisi için "isyanın en iyi yolunun yaratıcılık olduğunu" belirtti ve "Eşitlik hayatımdaki en önemli şey." dedi.
Modayı kendisi için önemli bir etkilenme alanı olarak tanımlayan Gaga, modaya olan düşkünlüğünün "her zaman bakımlı ve güzel" olan annesinden geldiğini belirtti. "Müzik yazarken sahnede giymek istediğim kostümleri düşünüyorum. Bu her şeyin bir arada olmasıyla ilgili -performans sanatı, pop performans sanatı, moda." sözüyle müzikal uğraşlarının doğrudan modayla ilişkili olduğunu ifade etti. Gaga stil açısından Leigh Bowery, Isabella Blow ve Cher ile karşılaştırılır. Çocukken bir şekilde Cher'in tuhaf moda anlayışını özümsediğini ve kendisine uyguladığını belirtti. Donatella Versace'yi müzü ve İngiliz moda tasarımcısı ve yakın arkadaşı Alexander McQueen'i esin kaynağı olarak varsayan Gaga, bazı çalışmalarına McQueen'i yansıttığında "Lee'yi her giyinişimde özlüyorum." dedi. Buna karşılık Versace, Gaga için "yeni Donatella" ifadesini kullandı. Andy Warhol'un Factory'sinden esinlenen Gaga'nın kişisel olarak ilgilendiği kendi yaratıcı ekibi Haus of Gaga, şarkıcının pek çok kostümünü, sahne donanımını ve saç modelini hazırladı. Larry King'e verdiği bir röportajda Gaga, kendi annesi ve anneannesinden sonra kendisi için en önemli kadının 20. yüzyılın moda ikonu Prenses Diana olduğunu belirtti ve "Prenses Diana'yı çok seviyorum. Ben küçükken üzerimdeki etkisi çok büyüktü çünkü annem ona hayrandı. Öldüğünde, asla unutmayacağım, annem ağlıyordu. Annemin birisine bu kadar bağlı olduğunu görmek çocukluğumdan kalan güçlü bir an." dedi.
İmajı
Gaga'nın müziği, tarzı ve kişiliği ile ilgili farklı görüşler bulunmaktadır. Rol model olarak bulunduğu konum, hayranlarına yaşattığı özgüven patlaması, öncü ve moda ikonu olarak sektöre nefes aldırması dolayısıyla dikkat çekmektedir. Eleştirmenler sanatçının pop müzikteki özgün yerine, popüler kültürdeki yeni hareket ihtiyacına, Gaga'nın modern sosyal konulara getirdiği ilgiye ve sanatının öznel doğasına dikkat çektiler. Gaga'nın modern kültür üzerindeki etkisi ve küresel üne kavuşması ışığında Güney Karolina Üniversitesi'nden sosyolog Mathieu Deflem 2011'de sanatçının üne kavuşmasının sosyolojik boyutlarını aydınlatmak amacıyla "Lady Gaga ve Ün Sosyolojisi" adlı bir kurs başlattı. ABD Başkanı Barack Obama, bir yardım etkinliğinde 16 inç yüksekliğinde topuklu giyen ve dolayısıyla odadaki en uzun kadın olan Gaga ile karşılaştıktan sonra o anı "korkutucu" olarak nitelendirdi.
2008'in sonuna doğru, tarz, şaç ve makyajlarında benzerlikler bulunan Gaga ve Aguilera arasında karşılaştırmalar yapıldı. Aguilera, "Gaga'dan tamamen habersiz olduğunu" belirtti. Karşılaştırmalar, Aguilera "Not Myself Tonight" single'ına klip çekince 2010'da da devam etti. Eleştirmenler şarkı ve klibi ile Gaga'nın "Bad Romance" klibi arasında benzerlikler buldu. Barbara Walters 2009'da ABC News'daki programı 10 Most Fascinating People için Gaga ile röportaj yaptığında, şarkıcı şehir efsanesi hâline gelen interseks olduğu iddialarını reddetti. Bu konu hakkında yanıtladığı bir soruda "İlk başta çok ilginçti. Ama bir bakıma kendimi çok hermafrodit gösteriyorum ve hermafroditliği seviyorum." dedi.
Gaga'nın sıra dışı moda anlayışı kendisinin karakteristik özelliklerinden biridir. Global Language Monitor, "Lady Gaga"yı Zirvedeki Moda Terimi ilan etti; şarkıcıyla özdeşleşen "pantolonsuz" modası da üçüncü oldu. Entertainment Weekly şarkıcının kostümlerini onyıldaki "en iyiler" listesinin sonuna koydu ve "Muppet'lardan ya da stratejik olarak yerleştirilmiş baloncuklardan yapılmış bir elbise olsun, Gaga'nın sıra dışı giysileri performans sanatını ana akımla buluşturdu." yorumunu yaptı. Time dergisi Gaga'yı Michael Jackson, Madonna ve The Beatles gibi esinlendiği sanatçılarla birlikte Tüm Zamanların 100 Moda İkonu listesine koydu ve "Lady Gaga aşırı tarzıyla olduğu gibi pop hitleriyle de dile düştü. Yine de Stefani Germanotta olarak doğan Gaga, plastik baloncuklardan, Kurbağa Kermit kuklalarından ve çiğ etten elbiseler giydi."
Gaga, 2010 MTV Video Müzik Ödülleri'nde çiğ etten bir elbise giydi ve yine aynı malzemeden yapılmış çizme, cüzdan ve şapka kullandı. Kısmen bu elbiseden dolayı Vogue, Gaga'yı 2010'un En İyi Giyinen İnsanları arasında gösterirken Time elbiseyi 2010'un Moda İfadesi olarak adlandırdı. Ancak farklı görüşler de vardı; dünya genelinde basının ilgisini çeken elbise hayvan hakları kuruluşu PETA'yı öfkelendirdi. 2012'de Gaga, Varşova'daki Ulusal Müze'nin 150. kuruluş yılı için hazırlanan The Elevated: From the Pharaoh to Lady Gaga adlı sergide yer aldı. Çiğ etten bir elbise içinde sunulan Gaga, Wprost dergisi tarafından "kitle iletişim araçları aracılığıyla kullandığı güç ile yükselen bir çağdaşlık simgesi" olarak tanımlandı. Et elbise Washington, DC'deki National Museum of Women in the Arts'ta sanatçının siyasi mesajının bir açıklamasıyla birlikte sergilendi ve Eylül 2015'te Rock and Roll Hall of Fame'e girdi.
Sadık hayranları Gaga'yı "Mother Monster" olarak adlandırırken Gaga hayranlarına "Little Monsters" olarak seslenmektedir ve bunu koluna dövme yaptırmıştır. Bazılarına göre bu ikililik, yabancı kültürü konseptine başkaldırmaktadır. Camille Paglia, 2010'da The Sunday Times'ın kapağında çıkan "Lady Gaga and the death of sex" adlı çalışmasında Gaga'nın "erotik tabu yıkıcıdan çok bir kimlik hırsızı olduğunu ve ucubeler, asiler ve yoksunlar için şarkı söylediğini iddia eden ama bunların hiçbiri olmayan ana akım üretilen bir ürün olduğunu" ileri sürdü. The Guardian için yazan Kitty Empire, bu ikililiğin "izleyicilerin düşünmeleri gerekmeden 'günahkâr' bir deneyim yaşamalarına izin verdiğini" belirtti ve "Performanslarının özünde Gaga'nın ucubeler ve serserilerle birlikte olduğu fikri var." dedi. Gaga ayrıca Temmuz 2012'de bir sanatçının hayranları için kurulan ilk resmî sosyal ağ olan "littlemonsters.com" adlı web sitesini kurdu.
Hayırseverlik
Müzik kariyerinin yanında Gaga, birçok yardım kuruluşuna katkıda bulunmuştur. Ayrıca doğal afetlerle mücadele için çeşitli kampanyalara yardım etmiştir. 2010 Haiti depremi kurbanlarının yararına yapılan "We Are the World 25" single'ında yer alması için yollanan daveti reddetmesine rağmen, 24 Ocak 2010'da New York'taki Radio City Music Hall'da verdiği konserin gelirini ülkenin yeniden inşasında kullanılmak üzere bağışladı.
Önemli : "Lady Gaga" hayatı ve sözleri hakkında hazırlanan bu sayfada bir hata olduğunu düşünüyorsanız veya düzenleme istiyorsanız, geri bildirimde bulunabilirsiniz..
Teşekkür ederiz. demlisozler.com
Bu içerik 1491 görüntüleme aldı.
Bu içeriğe ilk yorumu siz bırakın!