30. Osmanlı padişahı ve 109. İslam halifesidir. Osman Gazi ve Sultan İbrahim'den sonra Osmanlı hanedanının üçüncü ve son soy atasıdır. Son altı Osmanlı padişahından ikisi onun oğlu dördü ise torunudur.
Tahtta kaldığı 31 yıllık süreç Osmanlı tarihinin siyasi açıdan en bunalımlı dönemlerinden biridir. Balkanlarda imparatorluğun dağılma sürecini başlatan Sırp ve Yunan isyanları, Rus, İngiliz ve Fransız donanmalarının Navarin'de Osmanlı donanmasını imha etmesi ve asi ilan ettiği Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın ordularının Suriye ve Anadolu'yu geçerek Kütahya'ya kadar gelmeleri gibi hadiseler ile karşı karşıya kalan Sultan II. Mahmud, bir diğer taraftan gerçekleştirdiği reformlarla imparatorluğun çehresini değiştirerek Osmanlı modernleşmesinin temellerini atmış, ölümünden dört ay sonra ilan edilen Tanzimat Fermanı'na giden yolun hazırlayıcısı olmuştur. Hükümdarlığı dönemindeki icraatları nedeniyle, bazıları kendisini devleti tekrar ihya etmek üzere her yüzyılda bir gelmesi beklenen müceddid olarak kabul edip büyük sıfatıyla yad etmiş, muhalifleri ise gavur padişah olarak nitelendirmişlerdir.
Sultan II. Mahmud 20 Temmuz 1785'te Topkapı Sarayı'nda dünyaya geldi. Babası Sultan I. Abdülhamid annesi ise Sultan I. Abdülhamid'in sekizinci kadını olan Nakşidil Sultan'dır. Bütün hayatı boyunca kullanacağı Adli mahlası kendisine doğduğu zaman verilmiştir. Şehzade Mahmut, babası öldüğünde 4 yaşındaydı. 1789 yılında Sultan I. Abdülhamit'in öIümü üzerine tahta çıkan Sultan III. Selim kısır olduğu için Şehzade Mahmut ile çocuğu gibi ilgilenmişti. Şehzade Mahmut'un kendisinden 6 yaş büyük olan ağabeyi Şehzade Mustafa ile birlikte ikisinin de eğitimlerine önem vermiş hatta onlara dönemin koşullarının elverdiği ölçüde özgürlük de tanımıştır. Şehzade Mahmud, Topkapı Sarayı'nda Şehzadegan Mektebi'ne devam edip geleneksel tarzda bir eğitim alırken diğer taraftan Sultan Selim onu sık sık yanına çağırıp, siyasal ve diplomatik sorunlar üzerine sohbetler ederdi. Şehzade Mahmut reformların gerekliliği ile Sultan Selim'in bir dizi reform çabası içerisinde geçen saltanatı esnasında tanışmıştır.
Büyük bir müzisyen olan Sultan III. Selim dönemin musikî üstatlarını toplayarak, Topkapı Sarayı'nda küme fasılları düzenletirdi. Sultan II. Mahmud'un şehzadeliğinde bu musiki ortamından etkilendiği çok açıktır ki oda tambur çalar ve ney üflerdi. Musiki sevgisi onunda tüm hayatına damgasını vurmuştur ve kuzenine yakın seviyede büyük bir bestekar olmuştur. Sultan III. Selim, Mevlevîliğe muhabbeti olduğundan sık sık Galata Mevlevihanesi'ne giderek Şeyh Galib'i ziyaret edip, burada ney üfleyip, sema ayinlerine katılır, şiir sohbetleri yapardı. Bu müzikli, edepli toplantılar çoğu kez Saray'da da tekrarlanırdı. Sultan II. Mahmud'un saltanatı boyunca Mevleviliğe gösterdiği yakınlığın kökü bu günlere dayanmaktadır. Sultan II. Mahmud'un hat sanatı ile olan ilgisi de şehzadelik yıllarda başlamış ve iyi bir hattat olarak yetiştirilmişti. Sarayın hat hocalarından Kebecizade Mehmet Vasfi Efendi'den sülüs, nesih dersleri almış, şehzadeliğinin son yıllarında 1807'de bir hilye yazarak icazet almaya hak kazanmıştı. Sultan Mahmut şehzadeliği esnasında Topçuluk alanında kendini geliştirerek Topçulukla ilgili bir risale de yazmıştı.
Önemli : "II. Mahmud" hayatı ve sözleri hakkında hazırlanan bu sayfada bir hata olduğunu düşünüyorsanız veya düzenleme istiyorsanız, geri bildirimde bulunabilirsiniz..
Teşekkür ederiz. demlisozler.com
Bu içerik 1394 görüntüleme aldı.
Bu içeriğe ilk yorumu siz bırakın!