Jean Henry Dunant, (d. 8 Mayıs 1828 - ö. 30 Ekim 1910) İsviçreli yazar, iş adamı ve Kızılhaç Teşkilâtı'nın kurucusu.
"Un souvenir de Solferino" (Bir Solferine Hatırası) adlı kitabında Kuzey İtalya'daki Solferino Savaşı'nda gördüğü sefaleti, kıyımı ve yaralıların içler acısı halini anlatır. Savaşın acılarını yaşadıktan sonra hemen harekete geçerek, 1864 Cenevre Konvansiyonu ile Kızılhaç Teşkilatı'nın kurulmasına ön ayak olmuştur. Gösterdiği çabalar nedeniyle 1901 yılında Nobel Barış Ödülü'ne layık görülmüştür.
1828'de Cenevre'de varlıklı, dindar bir ailenin oğlu olarak doğdu. 1849'da öğrenimini yarıda bırakarak bir bankada çalışmaya başladı.
1852'de YMCA Hareketi'nin Cenevre kolunun kurucusu oldu. 1855'te Paris Evrensel Sergisi için Paris'e gelen arkadaşlarıyla Dünya YMCA'lar İttifakı'nın kurulmasında da rol oynadı.
26 yaşında iken Kuzey Afrika ve Sicilya'da faaliyet gösteren bir firmanın temsilcisi olarak işe girdi. Bu iş nedeniyle çıktığı Cezayir, Tunus ve Sicilya gezisine dair gözlemlerini 'Notice sur la Régence de Tunis' adlı kitapta aktardı. 1858'de yayımlanan kitapta 'L'Esclavage chez les musulmans et aux États-Unis d'Amérique' (Müslümanlar'da ve Amerika Birleşik Devletleri'nde Kölelik) başlıklı kapsamlı bir bölüm de vardı (Bu bölüm, 1863'te ayrı bir kitap olarak yayımlanmıştır).
1856'da, bir Fransız kolonisi olan Cezayirde kendi işini kurdu. Boş zamanlarında Kuzey Afrikalıların yaşamlarını gözlemleyip onların konukseverlik, yüksek ahlak kuralları, nezaket gibi özelliklerini takdir etti. Harriet Beecher Stowe'un Tom Amca'nın Kulübesi romanını okuyarak kölelik karşıtı fikirlerden etkilendi.
Dunant, 1859 yılında Cezayir'deki işleri ile ilgili olarak Fransa Kralı III. Napolyon ile görüşmek istedi. Kral, Avusturya İmparatorluğu ve Fransa ' Sardinya Krallığı arasında Kuzey İtalya'da geçen Solferino Savaşı nedeniyle İtalya'daydı. Savaşın gerçekleştiği 24 Haziran 1869 gününün gecesinde kralın Solferino'daki karargâhına ulaşan Dunant, savaş meydanında tıbbi yardım alamadan yatan yaralıların durumuna tanıklık etti. İşleriyle ilgili olarak kralla görüşmeyi başaramadı ancak orada kaldığı günler boyunca yaralı askerlere hangi tarafın askeri olduklarına bakmaksızın yardım etmek için yöredeki sivil halkı örgütledi. Castiglione kasabasındaki evler hastane haline getirilip, gönüllü kadınlar hemşirelik, aşçılık yapmak üzere bir araya gelirken; kraldan Avusturyalı esir doktorları serbest bırakması ve yaralılara yardım edebilmelerini sağlamak için izin alındı. Tüm çabalara rağmen 22 bin Avusturyalı ve 17 bin Fransız askerinin hayatı kurtarılamadı. Cenevre'ye döndüğünde savaşla ilgili anılarını anlatan bir kitap yazdı. Üç yılda yazdığı 'Bir Solferino Hatırası' adlı kitap, 1863'te yayımlandı. Büyük ilgi gören kitap, üç yıl içinde 12 dile çevrildi.
Bir Solferino Hatırası, üç konuyu ele almaktaydı: Birincisi, savaşın kendisinin anlatımı, ikincisi çarpışmadan sonra savaş meydanının durumu, üçüncüsü ise savaşlarda yaralıların kurtarılabilmesi için yapılacaklara dair plan. Dunant'a göre devletler, yaralıları koruyup tıbbi yardım sağlamak amacıyla uluslararası anlaşmalarda taraf olmalı ve Avrupa ülkelerinde savaşta yaralananlara hangi ulustan olduklarına bakmaksızın yardım edecek gönüllü dernekler barış zamanına oluşturulmalıydı.
Dunant'ın planını gerçekleştirme yollarını araştırmak üzere beş kişilik bir komite 7 Şubat 1863'te çalışmalara başladı. Dunant, komitenin sekreteri idi. Sonradan 'Uluslararası Kızılhaç Komitesi' adını alacak olan bu komite, uluslararası bir konferans düzenlemek istiyordu. Servetini ve zamanını bu dava için harcayan Dunant; Avrupa'nın her yerini ziyaret ederek konferansa temsilci göndermeleri için hükümetler ile temasa geçti.
26-29 Ekim 1863'te Cenevre'de gerçekleşen konferansa 16 ülkeden 39 temsilci katıldı. 22 Ağustos 1864'te 12 devlet Cenevre Konvansiyonu olarak bilinen uluslararası anlaşmayı imzaladı.
1875-1895 arasında inzivaya çekilerek Haiden adlı küçük bir İsviçre kasabasında yaşadı. 1890'da onu bulan bir köy öğretmeni, Dunant'ın sağ olduğunu dünyaya duyurdu fakat bu haber çok ilgi çekmedi. 1892'de hastalığı nedeniyle bir düşkünler evine yerleşti ve hayatının son 18 yılını orada geçirdi.
Dunant'ın sağ olduğu 1895'te İsviçreli gazeteci Georg Baumberg tarafından yeniden gündeme getirildiğinde bu sefer, haber bir sansasyon yarattı Dunant'a pek çok hayranlık mesajı ve ödül yağdırıldı. 1901 yılında ilk kez verilen Nobel Barış Ödülü, kendisine sunulan ödüller arasındadır. O, sağlanan tüm imkanlara ve verilen ödüllere rağmen düşkünlerevindeki odasından ayrılmadı. 30 Ekim 1910'da hayatını kaybetti. Vasiyeti gereği Zürih'te cenaze töreni yapılmadan gömüldü.
Önemli : "Henri Dunant" hayatı ve sözleri hakkında hazırlanan bu sayfada bir hata olduğunu düşünüyorsanız veya düzenleme istiyorsanız, geri bildirimde bulunabilirsiniz..
Teşekkür ederiz. demlisozler.com
Bu içerik 912 görüntüleme aldı.
Bu içeriğe ilk yorumu siz bırakın!