Adolf Hitler - Adolf Hitler Adolf Hitler kimdir? Adolf Hitler sözleri, ve kısaca hayatı..

Sayfamızda Alman, Politikacı, Siyasi Lider, Teorisyen, Devlet Adolf Hitler hakkında bilgiler yer almaktadır. Kısaca Adolf Hitler Kimdir? Hayatı ve Sözleri derlenmeye çalışılmıştır. DemliSozler.com, Sözler, Aforizmalar, Bugün doğanlar, Bugün ölenler, Kimler geldi, kimler geçti, Biyografiler, Kısa Hayatlar, Demli sözler, kimin sözü, söz sahibi, sahibinden sözler, demli, sözler, demli sözler, alıntılar, hayatlar, kim söylemiş
Adolf Hitler (d. 20 Nisan 1889, Braunau am Inn - ö. 30 Nisan 1945, Berlin), Avusturya asıllı Alman politikacı, siyasi lider, teorisyen ve devlet adamı. 1919 senesinde Alman İşçi Partisi'ne (Deutsche Arbeiterpartei; DAP) üye olmasıyla başlayan politik yaşamı, bu partinin 1920 senesinde Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'ne (Nationalsozialistische Deutsche Arbeiterpartei; NSDAP) dönüşmesiyle devam etti ve 1921 senesinde ise Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'nin lideri oldu. Uzun süreli bir siyasal mücadelenin ardından, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'nin iktidara gelmesinin sonucunda 1933'ten itibaren Almanya Şansölyesi, 1934'ten itibaren ise ölümüne kadar Almanya Cumhurbaşkanı olarak görev yaptı. Bu iki görevi 'Führer und Reichskanzler' unvanını kullanarak bir arada yürüttü. Nasyonal sosyalizmin kurucusu olup, Almanya'yı 12 yıl boyunca bu öğretiyle yönetmiştir. Bir politikacı ve asker olmanın yanı sıra ressam ve yazar idi.

Hitler, Almanya'da I. Dünya Savaşı sonrasında yaşanan Büyük Buhran'dan güç kazandı. Propaganda ve karizmatik bir dille, alt ve orta tabakanın ekonomik istemlerine ümit veriyordu; bunun yanında da belli bir seviyede milliyetçilik, sosyalizm, antisemitizm, anti-komünizm ve anti-kapitalizm de sunuyordu. Ekonominin tekrar kurulması, yeniden silahlandırılmış bir ordu ve totaliter ve faşist bir rejimle; Hitler Almanya içerisindeki düzeni yeniden tesis etti ve güçlü bir ülke yarattıktan sonra, saldırgan bir dış politika izleyerek Alman 'yaşam alanı'nı (Lebensraum) genişletmek amacıyla Polonya'ya saldırdı. Yıldırım savaşı (Blitzkrieg) taktikleri ve Mihver Devletleri ittifakı ile birlikte Avrupa′nın büyük bölümünü ve Asya'nın bir kısmını işgal etti.

ABD'nin II. Dünya Savaşı'na Müttefiklerin tarafına katılması ve Kızıl Ordu'nun ilerlemesi ile Alman ordusu gerilemeye başladı. Sovyet güçlerinin 23 Nisan 1945'te Berlin'e girmesi ile Almanya'nın yenilgisi kesinleşmişti. Hitler; işgal altındaki Berlin'de, eşi Eva Hitler (Eva Braun) ile Führer yeraltı sığınağında (Führerbunker)30 Nisan 1945 günü intihar etti. Cesedi -vasiyeti üzerine- takipçileri tarafından yakıldı. 8 Mayıs 1945'te Alfred Jodl'ın imzaladığı teslim belgesiyle Büyük Alman İmparatorluğu yıkıldı.

Hitler'in saldırgan dış politikası, Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesinin ana nedeni olarak kabul edilir. Onun Yahudi karşıtı politikaları ve ırkçı ideolojisi, aşağı ırk olarak gördüğü en az 5,5 milyon insanın ölümüyle sonuçlanmıştır.

Adolf Hitler, 20 Nisan 1889 tarihinde Almanların yoğunlukta olduğu Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'na bağlı Yukarı Avusturya'nın Braunau am Inn kasabasında o sıralarda gümrük memuru olan Alois Hitler (1837'1903) ve Alois'in üçüncü eşi (aynı zamanda ikinci dereceden kuzenidir ve evlenmek için kiliseden izin alınmıştır.) Klara Poelzl'ün (1860 - 1907) oğlu olarak doğmuştur. Alois'in altı çocuğundan dördüncüsüdür. Avusturya vatandaşı olarak doğan Adolf daha sonra 1925'te Avusturya vatandaşlığından çıkmıştır.

Yasal olarak Hitler soyadı ile dünyaya gelen Adolf'un anneannesinin ismi de Johanna Hiedler'di. İsmi eski Almanca'da 'asil kurt' (Adolf = nobelity + wolf) anlamına gelen Adolf, akrabaları arasında kısaca 'Adi' ismiyle biliniyordu. (Adolf Hitler, yakın çevresiyle arasında, 1920'lerin başlarından 3. hükümetin düşüşüne kadar 'Wolf' takma adını kullandı. Hatta bu durum Avrupa kıtasındaki çeşitli merkezlerin isimlerinde de etkili oldu. Doğu Prusya'da Wolfsschanze, Fransa'da Wolfsschlucht, Ukrayna'da Werwolf gibi.)

Hitler alayı terk etmek istememesine rağmen, gene de 'liderlik özelliklerinin yeteri çerçevede olamadığı' gerekçesiyle rütbesi yükseltilmedi. Bazı kaynaklara göre ise yükseltilmemesinin asıl nedeni Alman vatandaşı olmamasıydı. Alay karargahındaki görev mevkisi çokça tehlike içermesinin yanı sıra ona sanat çalışmalarını sürdürmesi için de zaman veriyordu. Ekim 1916'da Fransa'nın kuzeyinde bacağından yaralanan Hitler, Mart 1917'de ön saflardaki görevine geri döndü. Hitler, düşman ateşiyle yaralanması nedeniyle aynı yıl Gazi Nişanı aldı.

15 Ekim 1918'de savaşın sona ermesinden kısa bir süre önce, Hitler zehirli gaz saldırısından dolayı geçirdiği geçici körlük nedeniyle, savaş meydanındaki askerî hastaneye götürüldü. David Lewis ve Bernhard Horstmann gibi bazı psikologlara göre ise bu geçici körlüğün sebebi geçirdiği bir histeri kriziydi. Hitler, hayatının amacının Almanya'yı kurtarmak olduğuna iyice ikna olmuştu.

Uzun zamandır Almanya'ya hayran olan Hitler, hâlâ Alman vatandaşı olmamasına rağmen savaş sırasında da tutkulu bir vatansevere dönüştü. Alman ordusu hâlâ düşman topraklarını tutmaktayken, Kasım 1918'de Almanya'nın teslim olmasıyla şoka uğradı. Birçok Alman milliyetçisi gibi o da savaş alanında değil masada yenilmelerini tasvir eden 'sırtından bıçaklanma efsanesine' inandı. Buna neden olan politikacılar daha sonra 'Kasım Hainleri' olarak adlandırıldılar.

Hitler, ülkedeki bütün aksaklıkların nedeni olarak Yahudileri ve Çingeneler gibi bazı azınlıkları gösteriyor, Alman ırkının üstün ırk olduğunu söylüyordu. Alman halkına bunları inandırmayı başararak büyük destek aldı. Almanya'yı ekonomik anlamda Yahudi sermayesinden arındırmanın yanı sıra politik ve kültürel alanlardan da def etmek için harekete geçti.

Yahudileri toplama kamplarında topladı. Çalışabilecek durumda olanlar ayrıldıktan sonra diğerleri gaz odalarında öldürülüp, cesetleri fırınlarda yakıldı. Bu faaliyetler sadece Almanya'da değil, daha sonra işgal edilen bütün ülkelerde de gerçekleştirildi. Bu şekilde tüm Avrupa'da yaklaşık olarak 6 milyon Yahudi öldürüldü. Alman ırkını iyileştirmek adına, binlerce zihinsel engelli insan da hastanelerde, verilen gizli emirlerle öldürülmüştür.

Hitler'in genel olarak ele alınan en önemli özelliği insanları çabuk etkileyebiliyor olmasıydı. Bu, nasyonal sosyalizm propagandasıyla birleştirilerek halka sunuluyordu. Hitler'in üstün bir insan olduğu lanse ediliyor, konuşmalarındaki tavırlarıyla bunu, onu dinleyen kitleye hissettirmeye çalışıyordu. Çoğu NSDAP yöneticisinin onu saplantılı bir biçimde benimsemesi ve bu yöneticilerin halkla bir araya geldiklerinde kendi iç yapılarının Hitler'e bağımlı olduğunu bariz şekilde göstermesi yapılan propagandanın etkilerindedir. Nazi Almanyası Hava Kuvvetleri Komutanı olan Hermann Göring, Hitler için şöyle demiştir: Vicdansızım ben. Benim vicdanım Adolf Hitler'dir.

Hitler, mücadeleci bir kişilik sergilemeye çalışıyor ve üstün niteliklere sahipmiş izlenimi vermek için vücut dilini etkin bir biçimde kullanıyordu. Sert bakışlar, ani hareketler ve uzun konuşmalar propaganda amacı ile yapılan ayrıntılardı. Kendisini yanılmaz, hata yapmaz bir lider olarak göstermeye çalışıyor, eskiden savunduğu görüşleri halen sıkı sıkıya savunduğunu belirtiyordu. Goebbels onun için şöyle demiştir: Führer hiç değişmez. Çocukken nasılsa şimdi de öyledir.

Saplantılarla dolu hayatında sanata çok önem vermiş, özellikle resim konusunda kendisini otorite olarak kabul etmiştir. Annesinin ölümünden sonra sulu boya resimler yaparak otel odalarında yaşadığı biliniyor, kazandığı parayla müzeleri geziyor, umarsızca parasını tüketiyordu.

Opera müziğine saplantılı derecede hayrandı. Gençliğinde harçlığının bir kısmını düzenli aralıklarla operaya gitmek için kullandığını söylerdi. Alman opera bestecisi Richard Wagner'a tutkuyla bağlıydı. Hitler'in Wagner takıntısı 12 yaşında başladı. Besteci, onun üzerinde oldukça etkili olmuştu. Adolf Hitler, kitabı Kavgam'ın ilk bölümünde şöyle yazmıştı: 12 yaşıma geldiğimde, hayatımdaki ilk operayı gördüm, Lohengrin. Bir anda bağımlısı oldum. Bavyera Ustası (Richard Wagner) için olan gençlik coşkum sınır tanımıyordu.

Ölümsüzlük hissi Hitler'in başka bir saplantısıdır. Bu fikre, ondan önce doğan kardeşlerinin ölmüş olması yüzünden kapılmış olabilir. Diğerleri ölürken kendisinin hayatta kalması özel olduğu hissini uyandırmıştır. Kendisini ilahi koruma altında görmesini sağlayan dayanaklardan biri de I. Dünya Savaşı'nda cephedeyken içinden bir sesin yerinden kalkıp başka bir yere gitmesini söylemesidir. Bu içsel sesten sonra bir bombanın terk ettiği cepheye düşmesi ve oradaki arkadaşlarının ölmesi inandığı düşünceyi saplantılı hale getirmesine sebep olmuştur. Hitler'e 42 kez suikast girişiminde bulunulmuştur.

Savaş sonucunda Almanya'nın yenilgisinin kesinleşmesi ve ümitsizliğin iyice artması üzerine 30 Nisan 1945'te Berlin'de eşi Eva Braun'la birlikte intihar etmeye karar verirler. Kendilerini bir odaya kaparlar ve önce Eva Braun içinde siyanür bulunan bir kapsülü ısırır ve zehir saniyeler içinde etkisini gösterir, hemen ardından ise Hitler bir siyanür kapsülünü ısırır ve eş zamanlı olarak tabancayla sağ şakağına ateş eder. Kendi isteğiyle Führerbunker bahçesinde benzinle cesetleri bombaların neden olduğu bir çukura yerleştirilip yakılmıştır. Hitler'in bunu istemesinin sebebinin Sovyet ordusu tarafından yakalanıp teşhir edilmek istememesi olduğu iddia edilmektedir.

Rus güçleri içeri girip cesetleri bulduğunda ise diş kayıtlarıyla yapılan otopside teşhis edilen Hitler'in ve Eva Braun'un cesetleri, bir çeşit türbe haline gelmelerini önlemek için bir süre dolaştırıldıktan sonra, gizli Sovyet departmanı SMERSH tarafından Magdeburg'daki yeni başmerkezlerinde gömüldü. 4 Nisan 1970'de bir Sovyet KGB ekibi tarafından, Magdeburg'da bulunan SMERSH'in tesisinde bulunan mezardan Hitler ve Braun'un kalıntılarını çıkarılarak tamamen yakıldı ve külleri Elbe Nehri'nin bir kolu olan Biederitz nehrine döküldü.

Hitler'in ölümün ardından yıkıma devam etmeleri için emirler bırakmış ve vasiyetnamesinde diğer NSDAP liderlerini görmezden gelerek Karl Dönitz'i Almanya Cumhurbaşkanı, Joseph Goebbels'i de Almanya Şansölyesi olarak göstermişti. Buna rağmen Joseph Goebbels ve eşi Magda Goebbels de 1 Mayıs 1945'de intihar etti.

Hitler, iki vasiyetnamesinden ilki olan siyasi vasiyetnamesinde 'Almanya'nın bütün milletler ve Alman ulusu için zehir gibi tehlikeli olan Yahudileri ve Bolşevizm'i kovalamaktan asla vazgeçmemesi' gerektiğini belirtmekteydi. Hitler'e göre Almanya'nın geleceğini tartışmasız bu olgu belirleyecektir. Hitler, savaşa girmekte haklı olduğunu savunuyor ve yenilgiden korkak yalancı generalleri sorumlu tutuyordu. İkinci vasiyeti olan özel vasiyetnamesinde ise tüm hayatı boyunca topladığı sanat eserleriyle doğduğu şehir olan Linz'de bir müze kurulmasını istedi. Tüm şahsi mallarını partiye, eğer parti kalmamışsa devlete bıraktığını ifade etmiştir.
Önemli : "Adolf Hitler" hayatı ve sözleri hakkında hazırlanan bu sayfada bir hata olduğunu düşünüyorsanız veya düzenleme istiyorsanız, geri bildirimde bulunabilirsiniz..
Teşekkür ederiz. demlisozler.com
Bu içerik 1744 görüntüleme aldı.

Bu içeriğe ilk yorumu siz bırakın!

İçeriğe Yorum Yapın

Adolf Hitler - Adolf Hitler

Adolf Hitler

Alman, Politikacı, Siyasi Lider, Teorisyen, Devlet
Doğum Tarihi : 20 Nisan 1889
Ölüm Tarihi : 30 Nisan 1945
Koç Burcu

BİYGORAFİLER ALFABETİK SIRALAMA

A B C D E F G H I J K L M N O P R S T U V Y Z Q

İÇERİKLER

Bebeklerin Ölümündeki Çetelerin Çehresi: Tehditler ve Adalet
Makaleler
Bebeklerin Ölümündeki Çetelerin Çehresi: Tehditler ve Adalet

Son zamanlarda medyada yer alan çarpıcı bir haber, toplumsal vicdanı derinden yaraladı. Ülkemizde meydana gelen trajik bir olayda, 9 bebeğin ölümüyle sonuçlanan bir durumun ardındaki çetenin, devletin savcısını tehdit ettiği görüntüler ortaya çıktı. Bu durum, yalnızca bireysel bir cinayet veya sağlık skandalı değil, aynı zamanda organize suçların devlet otoritesine karşı geldiği bir dönemin yansıması olarak dikkat çekiyor.

Devamı..
Narin Güran, Cem Gariboglu, Semih Çelik, Discord Yasağı, Cezaevleri, Adalet ve İsrail
Güncel
Narin Güran, Cem Gariboglu, Semih Çelik, Discord Yasağı, Cezaevleri, Adalet ve İsrail

Son dönemde Türkiye’de yaşanan bazı dikkat çekici olaylar, toplumun farklı kesimlerinde büyük yankılar uyandırdı. Narin Güran cinayeti, bu olayların başında geliyor. Küçük bir kız olan Narin'in cinayeti, Diyarbakır'da gerçekleşen şok edici bir olay olarak ülke gündeminde yer aldı.

Devamı..
Kırmızı Başlıklı Kızın Büyükannesi
Hikayeler
Kırmızı Başlıklı Kızın Büyükannesi

Bir zamanlar, sakin bir köyde, sevimli ve yaşlı bir kadın yaşardı. Herkes ona "Büyükanne" derdi. Gençliğinde, birçok macera yaşamış, hayatın her yönünü tecrübe etmişti. Şimdi, huzur içinde yaşamak, çiçekleri sulamak ve torununun zaman zaman yaptığı ziyaretleri beklemekten mutluydu.

Devamı..

İçerik Kategorileri..

Güncel Haber Hikayeler Makaleler Oyun Şiirler

İçerik Ekle Söz Ekle Biyografi Ekle Kanala Katıl