Victor Hugo - Victor Hugo Victor Hugo kimdir? Victor Hugo sözleri, ve kısaca hayatı..

Sayfamızda Fransız, Şair, Yazar Victor Hugo hakkında bilgiler yer almaktadır. Kısaca Victor Hugo Kimdir? Hayatı ve Sözleri derlenmeye çalışılmıştır. DemliSozler.com, Sözler, Aforizmalar, Bugün doğanlar, Bugün ölenler, Kimler geldi, kimler geçti, Biyografiler, Kısa Hayatlar, Demli sözler, kimin sözü, söz sahibi, sahibinden sözler, demli, sözler, demli sözler, alıntılar, hayatlar, kim söylemiş
Victor Marie Hugo, Romantik akıma bağlı Fransız şair, romancı ve oyun yazarı. En büyük ve ünlü Fransız yazarlardan biri kabul edilir. Hugo'nun Fransa'daki edebi ünü ilk olarak şiirlerinden sonra da romanlarından ve tiyatro oyunlarından gelir. Pek çok şiirinin içinde özellikle Les Contemplations ve La Légende des siècles büyük saygı görür. Fransa dışında en çok Sefiller ve Notre Dame'ın Kamburu romanlarıyla tanınır.

Gençliğinde şiddetli bir kral yanlısı olsa da, görüşü yıllar içinde değişti ve tutkulu bir cumhuriyet destekçisi oldu. Eserleri zamanının politik ve sosyal sorunlarına ve de sanatsal akımlarına değinir. Hugo'nun cenazesi 1885'te Panthéon'da gömüldü. Hugo hakkında en çok eser yazılan ilk 100 kişi listesinde yer almaktadır.

Victor Hugo, Joseph Léopold Sigisbert Hugo (1773-1828) ve Sophie Trébuchet (1772-1821) çiftinin üçüncü oğluydu; Abel Joseph Hugo (1798-1855) ve Eugène Hugo (1800-1837) isminde iki ağabeyi vardı. 1802'de Besançon'da doğdu. Napolyon'un bir kahraman olduğunu düşünen serbest fikirli bir cumhuriyetçiydi. Annesi 1812'de Napolyon'a karşı komplo kurduğu için idam edilen General Victor Lahorie ile sevgili olduğu düşünülen Katolik bir Kralcıydı.

Hugo'nun çocukluğu ülkede siyasi karmaşıklığın olduğu bir dönemde geçti. Doğumundan iki yıl sonra Napolyon İmparator ilan edilmiş, 18 yaşındayken de Bourbon Monarşisi yeniden tahta geçirilmişti. Hugo'nun ailesinin ters dini ve politik görüşleri Fransa'da egemenlik mücadelesi veren kuvvetleri yansıtıyordu. Hugo'nun babası İspanya'da yenilene kadar orduda yüksek rütbeli bir subaydı.

Babası subay olduğu sürece aile sık sık taşındı ve bu yolculuklar sırasında Hugo pek çok şey öğrendi. Çocukluğunda Napoli'ye giderken geniş Alpler'deki geçitleri ve karlı zirveleri, muhteşem Akdeniz mavisini ve şenlikler yapılan Roma'yı gördü. 5 yaşında olmasına rağmen bu 6 aylık geziyi her zaman aklında tuttu. Aile Napoli'de birkaç ay kalıp doğruca Paris'e döndü.

Hugo'nun annesi Sophie evliliğinin başında kocasına İtalya (Leopold Napoli'ye yakın bir vilayette valiydi) ve İspanya'ya (üç vilayette görev almıştı) kadar eşlik etti. Askeri hayatın getirdiği yorucu yolculuklar ve kocasının inancının zayıflığı nedeniyle ters düşmelerinden dolayı Sophie 1803'te Leopold'dan bir süreliğine ayrılıp üç çocuğuyla Paris'e yerleşti. Bundan sonra Hugo'nun eğitimi ve yetişmesi üzerine eğildi. Bu yüzden Hugo'nun kariyerinin ilk dönemindeki şiir ve kurgu çalışmaları annesinin inancının ve krala bağlılığının yansımasıydı. Ama başını Fransa'daki 1848 Devrimi'nin çektiği olaylar sırasında Katolik Kralcı yanlısı eğitime başkaldırıp Cumhuriyetçiliği ve Özgür düşünceyi desteklemeye başladı.

Gençliğinde aşık oldu ve annesinin isteklerine karşı gelip çocukluk arkadaşı Adèle Foucher (1803-1868) ile gizlice nişanlandı. Annesi ile yakın ilişkisinden dolayı Adèle ile evlenmek için annesinin ölümüne (1821) kadar bekledi ve 1822'de evlendi.

Adèle ve Victor Hugo'nun ilk çocuğu Leopold 1823'te doğdu ama doğduktan kısa süre sonra öldü. Sonraki sene kızları 28 Ağustos 1824'te Léopoldine doğdu. Onu 4 Kasım 1826'da doğan Charles, 28 Ekim 1828'de doğan François-Victor, ve 24 Ağustos 1830'da doğan Adèle takip etti.

Hugo'nun en büyük ve en sevdiği kızı Léopoldine, Charles Vacquerie ile evliliğinden kısa süre sonra 19 yaşındayken 1843'te öldü. 4 Eylül 1843'te Seine nehrinde boğuldu. Gemi alabaro olduğundan ağır eteği tarafından dibe doğru çekildi ve kocası Charles Vacquerie de onu kurtarmaya çalışırken öldü. O zaman metresi ile Fransa'nın güneyinde seyahat etmekte olan Hugo kızının ölümünü oturduğu cafede okuduğu bir gazeteden öğrendi. Kızının ölümü Hugo'yu oldukça harap etti.

Hugo ilk romanını (Han d'Islande, 1823) evliliğinden bir yıl sonra yayımladı. Üç yıl sonra da ikinci romanı (Bug-Jargal, 1826) basıldı. 1829 ve 1840 arasında zamanının en iyi şairlerinden biri olarak ününü pekiştiren beş şiir kitabı (Les Orientales, 1829; Les Feuilles d'automne, 1831; Les Chants du crépuscule, 1835; Les Voix intérieures, 1837; ve Les Rayons et les ombres, 1840) yayınladı.

Zamanının çoğu genç yazarı gibi Hugo da, 19. yüzyılda Romantik Akımın ünlü temsilcisi ve Fransa'da edebi alanın önde gelen şahsiyetlerinden olan François-René de Chateaubriand'dan etkilendi. Hatta Hugo gençliğinde Chateaubriand gibi olamayacaksa bir hiç olmaya karar verdi. Hugo'nun hayatı da örnek aldığı kişiyle benzerlikler gösterir. Chateaubriand gibi Hugo da Romantizmin eksikliklerini gidermeye çalıştı, politikaya dahil oldu (genelde bir Cumhuriyet yanlısı olarak) ve siyasi görüşleri nedeniyle sürgün edildi.

Tutkusunu ve belagat yeteneğini ilk dönem eserlerine de yansıtan Hugo bu sayede genç yaşında şöhrete kavuştu. İlk şiir derlemesi Odes et poésies diverses 1822'de Hugo yalnızca 20 yaşındayken yayınlandı ve ona XVIII. Louis tarafından kraliyet maaşı bağlanmasını sağladı. Şiirlerin spontane coşkusu ve akıcılığı büyük övgü alsa da asıl dört yıl sonra yayınlanan şiir kitabı (Odes et Ballades) Hugo'nun muhteşem bir şair ve kelime kullanma üstadı olduğunu açıkça ortaya koydu.

Victor Hugo'nun kelimenin tam olarak olgun denilebilecek ilk kurgu eseri 1829'da basıldı. Bu eserde Hugo'nun daha sonraki işlerinde de değineceği toplumsal vicdanı keskin bir biçimde inceleniyordu. Le Dernier jour d'un condamné (Bir İdam Mahkumunun Günlüğü) isimli bu roman Albert Camus, Charles Dickens ve Fyodor Dostoyevski gibi yazarlarda derin bir etki bırakmıştır. Fransa'da idam edilen gerçek bir katilin anlatıldığı kısa öykü Claude Gueux 1834'de basıldı. Bu hikâye bizzat Hugo tarafından sosyal adaletsizlik üzerine başyapıtı Sefiller romanının öncüsü kabul edilir.

Hugo'nun ilk romanı Notre-Dame de Paris (Notre Dame'ın Kamburu) 1831'de basıldığından büyük başarı kazandı ve çabucak Avrupa'daki diğer dillere çevrildi. Eserin etkilerinden biri de Paris şehrini utandırarak romanı okuyan binlerce turistin görmeye geldiği uzun süredir ihmal edilen Notre Dame Katedrali'nin restore edilmesi oldu. Roman ayrıca Rönesans öncesi yapıların da bakıma girmesi konusunda etki etti.

Hugo 1830'ların başında toplumsal sefalet ve adaletsizlik hakkında büyük bir eser üzerine çalışmaya başladı. Ama Sefiller'i tamamlamak tam 17 yıl sürdü ve roman nihayet 1862'de yayınlandı. Hugo romanının kalitesinin kesinlikle farkındaydı ve yayın hakkını da en yüksek teklife verdi. Belçikalı yayınevi Lacroix and Verboeckhoven o zaman için nadir görülen bir pazarlama kampanyasına girişti. Eser hakkındaki basın bültenleri yayından tam altı ay önce sunuldu. Başlangıç olarak romanın ilk bölümü ("Fantine") büyük şehirlerde piyasaya sürüldü. Teslim edilen kitaplar bir saat içinde tükendi ve Fransız halkında büyük etki yarattı.

Romana yapılan eleştiriler oldukça düşmancaydı. Hippolyte Taine samimiyetsiz bulmuştu, Barbey d'Aurevilly bayağı olduğundan şikayet ediyordu, Gustav Flaubert'e göre de kitapta ne gerçek vardı ne de cesamet, Goncourtlar yapaylıktan dem vuruyordu, Charles Baudelaire gazetede olumlu eleştiriler yazmasına rağmen şahsi olarak "tatsız ve beceriksizce" bulduğunu söylüyordu. Yine de Sefiller vurguladığı sorunların Fransa Ulusal Meclisi'nin gündemine girmesini sağlayacak kadar popüler oldu. Dünya çapında tanınan bir roman oldu ve zaman içinde birçok kere sinemaya, tiyatroya ve sahne gösterilerine uyarlandı.

Tarihin en kısa mektuplaşmasının Hugo ve yayıncısı Hurst and Blackett arasında geçtiği söylenir. Sefiller yayınlandığında Hugo tatildeydi. Kitabın aldığı reaksiyonu merak ederek yayıncısına sadece "?" yazarak bir telegraf gönderdi. Yayıncısı da ona sadece "!" yazarak romanın ne kadar başarılı olduğunu belirtti.

Hugo 1866'da yayınlanan bir sonraki romanı Deniz İşçileri 'nde toplumsal/siyasi sorunlardan bahsetmeye ara verdi. Buna rağmen kitap (belki de önceki romanı Sefiller'in başarısı nedeniyle) ilgiyle karşılandı. Sürgünde 15 yılını geçirdiği Guernsey adasına adadığı bu eserde, insanın denizle mücadelesini ve denizin derinliklerinde saklanan Kalamar hayvanının Paris'te alışılmadık bir şekilde moda olunuşunu anlatıyordu. Kalamar yemekleri ve sergilerinden kalamar şapkaları ve partilerine değin Parisliler o zamanlarda pek çok yönden efsanevi olduğu düşünülen bu nadir deniz yaratığının etkisi altına girmişti. Kitabın etkisiyle Guernsey Fransızca'da kalamar anlamında kullanılır oldu.

1869'da basılan bir sonraki romanı Gülen Adam'da (L'Homme Qui Rit) tekrar siyasi ve toplumsal sorunlara döndü. Aristokrasinin eleştirel bir portresinin çizildiği roman önceki eserleri kadar başarılı olamadı ve Hugo kendisini gerçekçi ve natüralist romanlarının ünü kendininkileri aşan Gustave Flaubert ve Emile Zola ile arasındaki farkın açılmaya başlaması konusunda eleştirmeye başladı.

Son romanı Doksan Üç (Quatre-vingt-treize) 1874'te yayınlandı ve Hugo'nun daha önce uzak durduğu bir konu olan Fransız Devrimi'nde meydana gelen Terör Dönemi'ni ele alıyordu. Kitap yayınlandığı zaman Hugo'nun itibarının zedelese de şimdilerde daha fazla bilinen eserleri kadar değerli olduğu düşünülür.


Ölümü

1870'te Paris'e döndüğünde Hugo halk tarafından ulusal bir kahraman olarak selamlandı. Popüleritesine rağmen 1872'de Ulusal Meclise giremedi. Kısa bir zaman zarfı içerisinde hafif bir felç geçirdi, kızı Adèle akıl hastanesine kapatıldı (hayat hikâyesi (The Story of Adele H. filmine ilham kaynağı oldu) ve iki oğlu öldü. Karısı Adèle de 1868'de ölmüştü.

Kendi ölümünden iki yıl önce 1883'te sadık metresi Juliette Drouet öldü. Kişisel kayıplarına rağmen yine de siyasetin içinde yer aldı. Yeni oluşturulan senatoya 30 Ocak 1876'da seçildi. Siyasi kariyerinin son demleri başarısızlıklarına sahne oldu. Partisiyle pek uyumsuzdu ve kısa sürede senatodan ayrıldı.

27 Haziran 1878'de hafif bir felç geçirdi. Şubat 1881'de 79. doğumgününü kutladı. Sekseninci yaşı için kutlamalar yapıldı. Kutlamalar Şubatın 25'inde Hugo'ya bir Sèvres vazosu hediye edilmesiyle başladı. Ayın 27'sinde ise Fransa tarihnin en büyük geçit törenlerinden biri yapıldı.

Gösteriler yaşadığı yer Avenue d'Eylau'dan başlayıp Paris'in merkezine kadar yayıldı. Geçit törenindeki yürüyüşçüler evinin penceresinde oturan Hugo'nun onuruna altı saat yürüdü. Törendeki her santim ve detay Hugo içindi; resmi rehberler bile Sefiller'deki Fantine'nin şarkısına bir gönderme olarak peygamberçiçeği takmışlardı. Ayın 27'sine gelindiğinde Avenue d'Eylau'nun adı Avenue Victor-Hugo olarak değiştirildi. Yazara gönderilen mektuplarda bile artık « Bay Victor Hugo'ya, Onun Paris'teki caddesine » şeklinde adres belirtiliyordu.

Victor Hugo 22 Mayıs 1885'te 83 yaşındayken zatürreden öldü. Ülkeye bir yas havası hakim oldu. O sadece saygı duyulan önemli bir edebi figür değil aynı zamanda Fransa'da Üçüncü Cumhuriyet'e ve demokrasiye yön veren bir devlet adamıydı. Zafer Takı'ndan gömüleceği Panthéon'e kadar götürüldüğü Paris'teki cenaze törenine iki milyondan fazla insan katıldı. Hugo, Panthéon'da Alexandre Dumas ve Émile Zola gibi önemli yazarlarla aynı yerde yatıyor. Fransa'da pek çok büyük yere onun adı verildi.

Hugo ölmeden önce arkasında son sözleri olarak yayınlanacak beş cümle bıraktı;

« Je donne cinquante mille francs aux pauvres. Je veux être enterré dans leur corbillard.
Je refuse l'oraison de toutes les Eglises. Je demande une prière à toutes les âmes.
Je crois en Dieu. »
("Fakirlere 50.000 frank bırakıyorum. Mezarlığa onlara mahsus cenaze aracı ile nakledilmek istiyorum.
Hiçbir kilisenin benim için ayin yapmasını istemiyorum. Bütün ruhlardan benim için dua etmelerini rica ediyorum.
Tanrı'ya inanıyorum.")
kaynak: wikipedia


Eserleri

Şiirler
Odes et poésies diverses (1822; Odlar ve Çeşitli Şiirler)
Nouvelles Odes (1824; Yeni Odlar)
Odes et Ballades (1826; Odlar ve Baladlar)
Les Orientales (1829; Doğulular)
Les Feuilles d'automne (1831; Sonbahar Yaprakları)
Les Chants du crépuscule (1835; Şafak Türküleri)
Les Voix intérieures (1837; Gönülden Sesler)
Les Rayons et les Ombres (1840, Işınlar ve Gölgeler)
Les Châtiments (1853; Azaplar)
Les Contemplations (1856; Düşünceler)
La Légende des siècles (1859, 1877, 1883; Yüzyılların Efsanesi)
Les Chansons des rues et des bois (1865; Sokak ve Orman Şarkıları)
L'Année terrible (1872; Korkunç Yıl)
L'Art d'être grand-père (1877; Büyük Baba Olma Sanatı)
Le Pape (1878)
La Pitié suprême (1879)
L'Âne (1880)
Religions et religion (1880)
Les Quatre Vents de l'esprit (1881; Usun Dört Rüzgarı)
La Fin de Satan (1886; Şeytanın Sonu)
Toute la Lyre (ös 1888, 2 dizi; 1893, 1 dizi; Bütün Lir)
Dieu (1891; Tanrı)
Les Années funestes, 1852-1870 (ös 1898; Uğurusuz Yıllar: 1852-1870)

Romanlar
Han d'Islande (1823; İzlanda Hanı)
Bug-Jargal (1818)
Le Dernier Jour d'un condamné (1829; İdam Mahkûmunun Son Günü)
Notre-Dame de Paris (1831; Notre Dame'ın Kamburu)
Claude Gueux (1838)
Les Misérables (1862; Sefiller)
Les Travailleurs de la mer (1866; Deniz İşçileri)
L'Homme qui rit (1869; Gülen Adam)
Quatrevingt-treize (1874; Doksan Üç İhtilali)

Oyunlar
Cromwell (1827)
Amy Robsart (1828)
Hernani (1830; Hernani)
Marion de Lorme (1831; Marion de Lorme)
Le roi s'amuse (1832; Kral Eğleniyor)
Lucrèce Borgia (1833)
Marie Tudor (1833)
Angelo, tyran de Padoue (1835; Padova Tiranı Angelo)
Ruy Blas (1838; Ruy Blas)
Les Burgraves (1843; Derebeyler)
Théâtre en liberté (1886; Özgürlükte Tiyatro)
Önemli : "Victor Hugo" hayatı ve sözleri hakkında hazırlanan bu sayfada bir hata olduğunu düşünüyorsanız veya düzenleme istiyorsanız, geri bildirimde bulunabilirsiniz..
Teşekkür ederiz. demlisozler.com
Bu içerik 1858 görüntüleme aldı.

Bu içeriğe ilk yorumu siz bırakın!

İçeriğe Yorum Yapın

Victor Hugo - Victor Hugo

Victor Hugo

Fransız, Şair, Yazar
Doğum Tarihi : 26 Şubat 1802
Ölüm Tarihi : 22 Mayıs 1885
Balık Burcu

BİYGORAFİLER ALFABETİK SIRALAMA

A B C D E F G H I J K L M N O P R S T U V Y Z Q

İÇERİKLER

sandığın kadar zor değil açıklaması
Şiirler
sandığın kadar zor değil açıklaması

sandığın kadar zor değil açıklaması
sandığın kadar az içinde biriktirdiklerin
sağlığın kadar yok önlemli hiç birşey
saflığın kadar yok özündeki herşey

Devamı..
Umut İpinde
Şiirler
Umut İpinde

Gün gelir unutulur verilen bütün vaatler
Gün gelir soyunur kabuğundan gerçekler
Önünde dururken her şeyin çıplaklığıyla
Görülmez olur gerçekler bütün gözler

Devamı..
Ben yeni bir yıl istiyorum
Şiirler
Ben yeni bir yıl istiyorum

ben yeni bir yıl istiyorum
umutların olmadığı
çünkü bütün umutların
gerçekleştiği bir yıl olsun

ben yeni bir yıl istiyorum
çocukların ölmediği
çiçekli çimler üzerinde
koşsunlar cıvıltılarıyla

Devamı..

İçerik Kategorileri..

Güncel Haber Hikayeler Makaleler Oyun Şiirler