28 Mart 2024 - Perşembe

Evliya Çelebi Hayatı ve Sözleri | DemliSözler.com - Hayata adanmış demli sözler ve hayatlar

Sayfamızda Gezgin Evliya Çelebi hakkında bilgiler yer almaktadır. Kısaca Evliya Çelebi Kimdir? Hayatı ve Sözleri derlenmeye çalışılmıştır. DemliSozler.com, Sözler, Aforizmalar, Bugün doğanlar, Bugün ölenler, Kimler geldi, kimler geçti, Biyografiler, Kısa Hayatlar, Demli sözler, kimin sözü, söz sahibi, sahibinden sözler, demli, sözler, demli sözler, alıntılar, hayatlar, kim söylemiş

Evliya Çelebi

Evliya Çelebi - Evliya Çelebi Gezgin
Doğum Tarihi : 25 Mart 1611
Ölüm Tarihi : 1682
Koç Burcu
Evliya Çelebi, ( d. 25 Mart 1611, Kütahya - 1682, Mısır), 17. yüzyılın önde gelen gezginlerindendir. Kırk yılı aşkın süreyle Osmanlı topraklarını gezmiş ve gördüklerini Seyahatnâme adlı eserinde toplamıştır.

25 Mart 1611'de Kütahya'da bazı kaynaklara göre de İstanbul' da doğdu. Babası Derviş Mehmed Zilli, Süleyman'dan I. Ahmed'e kadarki padişahların kuyumcubaşılığında bulunmuş ve seferlere katılmıştır. Çelebi ailesi aslen Kütahyalı olup, daha sonra İstanbul'a yerleşmiştir.

Seyahatnamedeki dağınık bilgilere göre Evliya, eğitiminin ilk aşamasında daha çok babasının Unkapanı pazar yerindeki dükkanına gelen bilgili ve çok yönlü tanıdıklardan yararlanmış, daha sonra Şeyhülislam Hamit Efendi Medresesi'nde yedi yıl eğitim görmüştür. Bu arada Sâdizâde Dârülkurrâ'sına giderek Kur'ân-ı Kerim'i ezberlemiş ve babasından da zamanın güzel sanatlarından olan hat, nakış, tezhib öğrenmiştir. 1635 yılında dayısı ya da teyzesinin kocası olan Silahdâr Melek Ahmed Paşa aracılığıyla Ayasofya Camii'nde IV. Murad ile tanıştırıldıktan sonra Enderun'a kabul edildi.

Eserinden anlaşıldığı kadarı ile Türkçeyi düzgün, etkili ve sanatsal kullanabilme becerisine sahip olan Evliya, Enderun'da Arapça, Farsça ve Rumca; babasının arkadaşı Simyon Usta'dan ise Latince ve Yunanca öğrenmiştir.Ailesinin maddi durumu iyi olduğu için pek geçim sıkıntısı çekmemiş olan Evliya, Enderun eğitiminden sonra saraya musahib (sohbetçi, sohbet arkadaşı) olarak kabul edilmiş ve daha sonra da aylık 40 akçe ile sipahiler zümresine katılmıştır. Seyahatlerinin büyük bir kısmını da resmi görevli sıfatıyla gerçekleştirmiş veya çeşitli görevler için gittiği ülkeleri seyahatinin bir parçası olarak değerlendirmiştir.

Evliya Çelebi'nin seyahate olan merakının babasının anlattığı son derece ilginç ve macera dolu öykülere dayandığı, yakın çevrelerinde bulunan çok renkli ve bilgili tanıdıkların da bunda katkısı olduğu kabul edilmektedir. Evliya Çelebi, Seyahatname'de seyahatlere başlama öyküsünü bir rüyaya dayandırır. Evliya Çelebi, 19 Ağustos 1630 gecesi, rüyasında, Yemiş İskelesindeki Ahi Çelebi Camii' nde kalabalık bir cemaat arasında Peygamber efendimizi görmüş, huzuruna varınca; 'Şefâat yâ Resûlallah!' diyecekken, heyecanla; 'Seyâhat yâ Resûlallah!' demiştir. Peygamber efendimiz de tebessüm ederek bu gence hem şefaatini müjdelemiş, hem de seyahati ihsan etmiş, orada bulunan Sa'd bin Ebî Vakkas da gezdiği yerleri ve gördüklerini yazmasını tavsiye etmiştir. Evliya Çelebi, rüyasını Kasımpaşa Mevlevihanesi şeyhi Abdullah Dede'ye anlatmıştır. Şeyh, bu rüyanın hayırlı olduğunu ve mutlaka seyahate çıkması gerektiğini tavsiye etmiştir. Babası, Evliya Çelebi'nin İstanbul dışına çıkmasına uzun zaman karşı koymuş ve izin vermemiştir. Ancak 1640'ta, eski dostu Okçuzâde Ahmed Çelebi ile gizlice Bursa'ya giden Evliya Çelebi'nin bu yolculuğu bir ay sürmüş, dönüşünde artık oğlunu tutamayacağını anlayan babası, seyahate çıkmasına izin vermiştir.

İlk gezisini, İstanbul ve çevresine yaptı. Daha sonra İstanbul dışına çıktı. Artık, gezileri birbirini izliyordu. Kırk yılı aşkın bir süre durmadan gezdi. Gezdiği yerler arasında o zamanki Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde yer alan hemen hemen bütün yerler vardı.

Evliya Çelebi, bu gezileri sırasında çok ilginç yerler gördü. Yeni insanlarla tanıştı. Birçok olayla karşılaştı. Karşılaştığı ilginç olayları okuyucuya anlatarak kitabına renk kattı. Gezileri sırasında birçok kez ölümle burun buruna geldi. Savaşlara katılarak hem savaşları hem de o yerleri anlattı. Gezmek için gittiği son yer Mısır oldu. 1682 yılından sonra vefat etti.

Evliya Çelebi'nin bugün bile önemini taşıyan Seyahatname adlı eseri işte bu gezilerin ürünüdür.

Senelerce at üzerinde seyahat eden, cirit oynayan, iyi silah kullanan Evliya Çelebi'nin, çevik ve sıhhatli bir yapıya sahip ve birçok savaşa etkin biçimde katılmış bir savaşçı olduğu kabul edilmektedir. Birçok savaşa katılmış, ata iyi binen, sırası geldiği zaman yaman dövüşen bir savaşçı olarak birçok kez ölüm tehlikesiyle yüz yüze gelmiş, fakat ince zekası, hazırcevaplılığı ve güler yüzü ile bu ölüm tehlikelerinden yakasını kurtarmayı başarmış biridir. Çelebi, eserinde kendisinin de bir kahramanı olduğu olaylardan anlaşıldığı kadarıyla uysal yaradılışı, zekası, gelişmiş mizah gücü ve kültürü sayesinde girdiği ortamların neşesi olan ve aranan sevimli bir kişidir. Ancak bütün bu özellikleri onu, gördüğü olumsuzlukları eleştirel bir dille aktarmasından geri koymamıştır. Gittiği yerlerin mutfak kültürüyle ilgili ayrıntılı bilgiler veren Çelebi, ağzının tadını bilen biridir. Bazı yemekleri 'övülmeye değer' nitelemesiyle vurgulayarak hem katıldığı ziyafetlerde yediği hem de şöyle bir gördüğü birçok yemeğe eserinde yer vermiştir.

Seyahatname , Evliya Çelebi tarafından 17. yüzyılda yazılmış olan çok ünlü bir gezi kitabıdır. 10 ciltten oluşur. Gerçekçi bir gözle izlenen olaylar, yalın ve duru, zaman zaman da fantastik bir anlatım içinde, halkın anlayacağı şekilde yazılmış, yine halkın anlayacağı deyimler çokça kullanılmıştır. Halk etimolojisi de bolca görülür.

Evliya Çelebi, Seyahatnâme'sinde gezip gördüğü yerleri kendi üslubu ile anlatmaktadır. Evliya Çelebi'nin 10 ciltlik Seyahatnâmesi, bütün görmüş ve gezmiş olduğu memleketler hakkında oldukça önemli bilgiler içermektedir. Eser bu yönden Türk Kültür tarihi ve gezi edebiyatı açısından önemli bir yere sahip olmuştur.

Seyahatnamenin güvenilirliği ile ilgili ciddi tartışmalar vardır. Bunun en önemli nedeni de Evliya Çelebi'nin abartmalara çok yer vermesi, zaman mefhumunu kurgularıyla gerçeklikten çıkarması vb. üslup seçmiş olmasıdır. Bazı araştırmacılara göre ise, Seyahatname'de anlatılan olayların tarihlerine dayalı 14 olarak, Evliya Çelebi 1683 yılında yaşıyor olmalıdır. İstediği zaman en az Batılı gezginler kadar gerçekçi olabilen, bazen onlardan daha etkin akıl yürütebilen Çelebinin, abartmaya dayalı üslubunu bilinçli olarak seçtiği de düşünülmektedir. Evliya'nın eserinde anlattığı olayların hepsine şahit olup olmadığı da çok tartışılmaktadır. Bir kısım olayların daha çok hayal mahsulü olduğu tahmin edilmekte ve gittiğini söylediği bazı yerlere aslında gitmediği de tartışılmaktadır. Halil İnalcık'ın 'En büyük sosyal tarihçi' diye tarif ettiği Evliya Çelebi'nin bu büyük eseri için Ahmet Hamdi Tanpınar Beş Şehir'inde 'Ben Evliya Çelebi'yi tenkit etmek için değil, ona inanmak için okurum ve bu yüzden de daima kârlı çıkarım.' der.
Yorum ve Değerlendirmeler : Bu içerik 812 görüntüleme aldı.

Bu söze ilk yorumu siz bırakın!

İçeriğe Yorum Yapın

Bu güne özel Demli Sözler..